American Beauty

Son dönemlerde yok ama bu filmin çekildiği yıllarda mesaj verme olayına tutulmuşlar anlaşılan. Bu film de Fight Club ile aynı sene çekilmiş hatta oskarı onun elinden almış. Fight Club da nasıl sisteme karşı bir isyan söz konusu ise burada da hayata bakış açıları ile ilgili bir mesaj verme söz konusu. İtiraf edeyim çoğularına göre efsane, başyapıt olarak adlandırılsa da bana çok da etkileyici gelmedi. Başrolde  ve yan rolde diğerleri. Filmde oyunculuk ön planda olsa da Kevin Spacey açık ara önde. Filmin başında looser bir tip olan Lester günün birinde ışığı görür. Artık hayatındaki kararları etrafındaki kişilerin değil kendi alma kararı aldı. Dönüş noktası ise iki tane bana sorarsanız. Birincisi kızının okul arkadaşına karşı duyduğu ilgi ve ot çektiği bir elemanın patronuna atar yaparak işten ayrılması.

Elemanın işten ayrılmasından sonra kendisi de istifa edip güzel bir tazminat alır ve kendisine göre hayatın güzelliklerini yaşamaya başlar. Nedir? araba, içki, kadın… Tabi Lester bunu yaşarken ailesindeki olup bitenlerden haberi yoktur. Eşi başka bir adamla beraberdir. Kızı ondan nefret eder ve her gördüğünü videoya alan bir elemanla takılır.

Yandaki olaylar sürekli değişse de film Lester üzerine devam ediyor. Beklenen ama yine de şaşırtan bir son ile kapanışı yapıyorlar.

Dediğim gibi beni çok etkilemeyen ama çoğunluğa da saygı duymak adına çok sesimi çıkarmadığım bir film.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir