ömer aydın | blog mu yazsak?

Filmin kadrosunu okuyunca bile bi heyecanlanıyor insan. Ryan Gosling, Christian Bale, Steve Carell ve Brad Pitt. Tabi sadece bunlar değil. Bunların yanında sönük kalan ama diğer filmlerde daha ön planda olan oyuncular da var. Tabi kadroyu görünce etkilendim ama bu oyuncuların birbirleri ile diyaloğu bile olmaması şaşırtıcı geldi. Bu dörtlüden en az ikisinin bir araya geldi sahne sayısı yok denecek kadar az. Aslında fena olmamış bu. Her sahnede bir efsane gördük bu vesileyle. Filmin konusuna gelecek olursak, 2000’lerin ortalarındaki Amerika’da yaşanan ekonomik krizi anlatıyor.

Filmi izlemeden yapılan küçük araştırmalarda çok fazla ekonomik terim kullanıldığı bunlar bilinmezse filmin anlaşılamayacağı belirtilmiş. Buna katıldığım söylenemez. Filmin özü çok basit. Birileri bahis oynuyor gibi düşünün. Bahiste bir şeyin gerçekleşeceğine ya da gerçekleşmeyeceğine yönelik iddiada bulunursunuz. Mesela Barcelona Real Madrid’i yener iddasında bulunup ortaya para koyarsınız. Buradaki iddia da insanların ev kredilerini ödeyemeyeceği üzerine. Yani birileri diyor ki, herkes kredi çekip ev alıyor ama bu borçları ödeyemeyecekler. Ben bu ihtimal üzerine şu kadar paramı oraya koyuyorum diyor.

Tabi bu çok düşük bir ihtimal olarak görülüyor. Sonuçta kim ev kredisini ödemez ki, zaten tarihte de görülmemiş bir olay bu. İşte bir ekonomi dehası bir şekilde bu sistemdeki saçmalığı tespit ediyor ve bu açık sayesinde para kazanılacağını ortaya atıyor. Bunu gören tek kişi kendisi değil. İsmini verdiğim bütün oyuncular ayrı ekipler halinde bu durumu fark ediyorlar.

Buradaki ironi şu, insanlar kredisini ödeyemiyor evsiz kalıyorlar ama başka insanlar da bu durumdan milyar dolarlar kazanıyor.

Çok daha fazla teknik terim kullanıp işi karmaşık hale getirebilirlerdi. Ama bana kalırsa hiç de öyle yapmamışlar. Film gayet akıcı ve anlaşılır olmuş.

Ev alırken dikkat edin, kredinizi en kötü senaryoyu düşünerek çekin. Sonra Allah korusun filme konu olursunuz..