Görmek

Jose Saramago reisin Körlük adlı kitabınının devamı niteliğinde kitabı. Aslında çok da bağı yok olayların. Ama bazı yerlerde o kitapta geçen olaylara atıfta bulunuluyor. Bildiğiniz gibi o kitapta bulaşıcı bir hastalık yüzünden insanlar görme yetisini kaybediyordu. Sadece bir kişi o hastalığa bulaşmıyordu. Bu kitapta da o bir kişinin bazı şeylerin başlangıcını tetiklemiş olabileceğine göndermeler yapılıyor.

Kitap bir seçim günü ile başlıyor. İnsanlar oy kullanmaya gitmiyor. Çünkü yğan yağmur buna engel oluyor. Ama öyle şemsiyeyle falan dışarı çıkabileceğiniz bir yağmur değil, insanlar evlerindeyken bile tedirgin oluyor yağan yağmurdan. Böyle bi afat, böyle bir tufan kopmuş gelmiş yani.

Devlet büyükleri de diyor ki böyle olmaz seçimi haftaya bi daha yapalım. Bu sefer hava şartları oy vermeye müsait ve insanlar da oy kullanmaya gidiyorlar. Sandıklar açıldığında ise büyük bir şok yaşıyorlar. Seçmenlerin büyük bir kısmı beyaz oy atmış, yani geçersiz oy.

Burada halk büyük bir mesaj gönderiyor ama devlet büyükleri çok alıngan davranıyor ve olağanüstü hal ilan ediyor. Tek amaçları bu örgütlenmenin nasıl olduğunu ortaya çıkartıp elebaşlarını yakalayabilmek.

Bunun için farklı stratejiler deniyorlar. Öncelikle başkenti terkediyorlar. Devlet bütün imkanlarını buradan çekiyor. Zannediyorlarki insanlar birbirine girecek ve yapılan hatanın farkına varılacak. Ancak durum hiç de böyle olmuyor. İnsanlar gayet mutlu mesut yaşamaya devam ediyor.

Sonra bu düzenin içine ajanlar sokmaya çalışıyorlar. Amaç yine aynı ortalığı karıştırmak.

Siyasiler bir araya gelip sürekli plan yapıyor. Vay efendim gönderdiğimiz ajanlar aslında bizden taraf değil. İşte o ajanları içişleri bakanı görevlendirdi hemen istifa etsin. Vay efendim adalet bakanı çok pasif görevden alınsın vs. vs.

Devlet tarafı istediğini elde edemeyince günah keçisi aramaya başlıyor ve Körlük kitabında bahsedilen görme yetisini kaybetmeyen tek kişiye ulaşılıyor. Sen o hastalık zamanında nasıl olur da kör olmazsın kesin bir bit yeniği var bu işte. Seçimde beyaz oy kullanmayı da kimler organize etti kesin biliyorsundur diyorlar.

Baskının şiddeti ve tarzı değişiyor. İnsanlar acı çekmeye başlıyor ama devlet baba vazgeçmiyor.

Gücü elinde tutanların istediğini elde etmek için işi nerelere kadar götürebileceğini okuyoruz.

Maalesef yine olması gerekenden çok uzun sürede bitirdim kitabı. Kısa sürede okunursa çok daha etkileyici olacaktır. Benim gibi sündürürseniz ara ara sıkılabilirsiniz..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir