ömer aydın | blog mu yazsak?

2001 yılında Anthony Hopkins tanıştırmıştı bu karakteri bizlere. Filmi izlemeyenler bile biliyordur. İnsan yiyen bir doktorun hikayesi. Tabi böyle vahşi bir şekilde yemiyor. Öyle güzel pişiriyor ki aklınız bir an kayabilir. Dizide bu karakteri Mads Mikkelsen canlandırıyor. Hakkını verelim efsane oynamış. Konuşmalar, hareketler, giyim kuşam gerçekten entellektüel tanımının görsel hali. Zaten adamın bilmediği dil yok, çoğu müzik aletini çalıyor. Genel kültür desen KPSS’den 99 alır o derece. Zaten insanların içinde çok kolay hareket edebilmesi için bunları kullanıyor. Kimse ondan şüphelenmiyor.

Dizinin diğer tarafına gelecek olursak bir FBI ajanı var. Bu ajanı Hugh Dancy canlandırıyor. Olay mahaline gittiğinde gözlerini kapatıp gerçekleşen suçu kafasında kuruyor ve yüksek oranda da bunu biliyor. Her tahminden sonra da “this is my design” demeyi unutmuyor.

Tahmin edeceğiniz gibi kötü adam ve polis bir yerde karşılaşıyorlar. Ortada insanları öldüren ve yiyen birisi var ama kim olduğunu bulmak hiç de kolay değil. Hem de buna özenen başka katiller de türeyince iş çığırından çıkıyor.

Açıkçası dizinin polisiye tarafı çok konuşulmuyor. Herkesin dilinde olayların gerçekleştiği sahneler, kullanılan cümleler, yapılan alıntılar vb. sanatsal şeyler var. Bu duruma katılmıyor değilim. Hatta ilk iki sezon çok da beğenmiştim. Ama üçüncü sezonda inanın tahammül edemediğim anlar oldu. Sürekli bi flashback ler, acaba bu yaşandı mı yoksa hayal mi durumları yaratmalar, arka fonda sizi germeye çalışan müzikler. Herşeye alıştım da 45-50 dakikalık bölümlerde en az 40 dakika arka fondaki müzik gına getirtti diyebilirim.

Zaten ilk iki sezon benim için çok daha kaliteliydi, çünkü olayın polisiye bölümü daha yüksekti. Ama son sezonda işin psikolojisine çok girdikleri için beni biraz kaybettiler. Tabi ki diziyi bitirdim ama keşke böyle bitmeseydi de dedim. FBI ajanı ve Hannibal’ın yakınlaşması bu sonu sürpriz olmaktan yavaş yavaş çıkarmıştı ama yine de şaşırdım diyebilirim.

3 sezon ve 39 bölümlük bir diziyi daha bitirdim. İzlenmesi gereken bir dizi, hele ortalıkta çok kalitesiz diziler olduğu düşünülürse kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi. Zaman zaman Dr. Lecter’a hayran olursanız korkmayın, adam tarz bu yüzden bu çok normal.

Zaman zaman bilgi bombardımanı, bazen sözün olmadığı sadece görselin konuştuğu sahneler, sıklıkla insandan yapılmış efsane sunumlu yemekler ve sürpriz bir son.

This is my post.