Munich
Yıllardır izlemeye niyetlendiğim filmler kategorisinden birini daha sildim dün akşam. Gerçek bir hikayeyi ele alan bu film 1972 Münih olimpiyatlarında esir alınan israilli sporcuların öldürülmesiyle başlıyor. Aslında hemen filme girmeden kısaca eleştiri yapmak istiyorum. Gerçek olay olduğu için çok fazla çaptırmazlar diye düşünmüştüm ama yine kendilerini yüceltmeyi eksik etmemişler. Yani olay zaten yaşanmış bitmiş, neyin peşindesin. Hala israillileri bi mazlum rolüne sokmalar falan neyse aşağıda devam edelim.72 olimpiyatlarındaki yaşanan acı olaydan sonra israilli yetkililer boş durmak istemiyorlar tabi. Mossad tan bir elemanı seçip olimpiyat oyunlarındaki olayı ve diğer saldırıları organize eden 11 arabı öldürmesi için görevlendirirler. Seçilen elemanımız bir rambo değil. Zaten neden beni seçtiniz dediğinde aldığı cevap “çünkü sen sıradansın” oluyor. Elemanın yanına farklı yetenekleri olan 4 kişi daha verip bunları avrupaya gönderiyorlar.
Ekip yavaş yavaş öldürmeye başlıyor. Tabi aynı zamanda manipülasyon da başlıyor. İşte ilk kişiyi öldürürken çok zorlanıyorlar, burada öldürmeyi çok da beceremedikleri mesajı veriliyor. İkinci kişiyi öldürecekken eve başkası girdiği için iptal ediyorlar, burada masumları öldürmek bizim kitabımızda yazmaz mesajı işleniyor. Bilmem kaçıncı kişiyi öldürürken bomba patlatıyorlar ve bomba beklediklerinden daha tesirli çıkıyor. Başka insanlar da yaralanıyor hemen onlara yardım falan ediyorlar.
Açıkçası yaşanılan olayın ne kadar kötü bir olay olduğu konusunda herkes hem fikir. Ancak böyle gerçek olaylarda çarptırma olduğunu sezdiğimde film gözümde inandırıcılığını yitiriyor. Tabi burada işlenen olayın yanı sıra öldürmek için seçilen elemanın girdiği bunalım da ele alınmış. Ailesiyle arasına mesafe girmesi, başkalarının da onu takip ettiğini öğrenmesi falan elemanı geriyor. Hiç de istemediği birisine dönüştüğünü görüyor.
Pazar sabahına göre baya uzun yazmışım. Dediğim gibi olay gerçek ama nedense çok etkilenmedim.