The Bucket List
İki efsaneyi bir araya getiriyor bu film. Jack Nicholson ve Morgan Freeman. Bu ikilinin onlarca filmini izlemişimdir. Henüz genç oldukları bir filme rastlamadım. Bu saatten sonra da rastlayacağımı düşünmüyorum.
Filme gelecek olursak çok basit bir hikayesi var. Hastane odasında tanışan iki hasta. İkisinde de tümör var ve doktorlar maksimum 1 seneniz var diyorlar. Bunu öğrenen ikili de hayatlarının geri kalanında yapmak istedikleri şeylerin bir listesini çıkartıyor ve yola koyuluyor. Bu arada ikiliden teki çok zengin bu yüzden para hiç sorun değil.
Siz deyin Çin Seddi ben diyeyim Himalayalar. Siz deyin Fransa ben diyeyim piramitler. Dünyayı turluyorlar. Arada paraşütle atlama yarış yapma safariye çıkma gibi çerezlik aktiviteler de mevcut.
Vel hasılı kelam ikili son zamanlarını böyle eğlenerek geçirirken asıl yapmaları gerekeni hatırlıyor. Kalan sınırlı zamanı aile ile geçirmek.
Kısa sürede iki güzel mesaj veriyor film. Hiçbir şeyi ertelemeyin ve ailenizi hiç bir zaman yok saymayın.
Kahvaltı sonrası çay keyfi yaparken bir anda bitti film. Kısa, sıkmayan, keyifli..
Özellikle Jack Nickholson’a haşarı adam rolü çok yakışıyor. Umarım bol bol bu rolde oynamaya devam eder.