Captain Fantastic
Başrolde Viggo Mortensen‘nin bir bayabı canlandırdığı film. Ama öyle sıradan bir baba değil. Aksine hemen herkese değişik, garip gelecek bir baba. 6 tane çocuğu var. Çocuklarının herşeyiyle ilgileniyor. Ama dediğim gibi bildiğiniz yollardan değil. Mesela çocuklar okula gitmiyor. Evde babalarının belirlediği şekilde kendilerini geliştiriyorlar. Her gün spor şart. Öyle hadi yürüyün koşun şeklinde değil. Baya zorlu şeyleri barındırıyor bu spor. Tırmanma, şınav, mekik, avlanma vs. Yapılan her şeyin bir dayanağı var. Ailenin de bu dayanaklara bağlı kuralları var. Kuralları çiğnemek tabi ki yasak.
En küçük çocuk bile bu kuralları biliyor ve ona göre yaşıyor. Mesela her soruya cevap verme kuralı var. Çocuklar ne kadar abes soru bile sorsa büyükler cevap veriyor. En küçük çocuk bebeklerin nasıl olduğunu soruyor mesela baba da bütün ayrıntıları ile anlatıyor, gayet tıbbi terimler kullanarak.
Hep baba dedik peki anne yok mu? Var ama biraz hasta kendisi. Hatta hastalığa yenik düşüyor ve bir vasiyet bırakıyor. İnancı üzerine gömülmek değil ve yapılmak istiyor. Küllerinin de en yakın tuvalete dökülüp sifonun çekilmesini istiyor. Tahmin edeceğiniz gibi kişisel kararlara saygı da ailenin bir kuralı. Baba ve 6 çocuk bu kuralı işletmek istiyor ama dede aynı düşüncede değil.
Zaman zaman kendi inandıkları ile çatışsalar da bu ekip sağlam bir şekilde yolunda ilerliyor. Çocuklar da baba da doğrularından vazgeçmiyor. Bu filmi birileri eminim ki izlediği en iyi film olarak adlandıracak. Çok fazla sayıda olmasa da filmdeki gibi yaşayan insanlar vardır mutlaka. Ülkemizde bu şekilde yaşayan birilerinin olduğunu düşünmüyorum. Baba kalkacak da çocuklarına avlanmayı öğretecek ya da en önde koşacak da çocuklar arkasından sporunu yapacak. Bize çok uygun değil gibi.
Kişisel fikrim filmin başarılı olduğu yönünde. Filmdeki babanın bütün özelliklerini olmasa da bazı özelliklerini alıp aile içinde uygulamak güzel olabilir. Tabi dikkatli olmak lazım. Bizim çocuklar filmdeki çocuklar kadar masum şeyler sormayabilir..