Butter

Bu aralar sık sık yolculuk yapıyorum. Genelde yanıma bilgisayar alıp dizi izlerdim. Bu sefer sırf kitap okumak için yanıma bilgisayar almadım. Kitap da okudum. Ama 4 saat bişeyler izlemek 1 saat kitap okumak kadar yormuyor. Bu yüzden kitap okumayı bıraktım daha Ankara’dan çıkmadan. O an yanıma bilgisayar almayarak büyük bir hata yaptığımı anladım ama artık çok geçti. Hayıflanmak yerine çözüm üretmeye çalıştım. Uzun direniş sonunda koltuğun arkasında ekranı açtım.

Evet yaptım bunu, çaresizlik kötü bir şey. Zaten bunu yapmanın verdiği bir üzüntü var, bu yüzden çok da kurcalamadan bi film açtım. Filmde Jennifer Garner ve Ty Burrell başrollerde. Diğer oyunculardan bahsetmeyeceğim ama Hugh Jackman‘a sesleniyorum senin ne işin var bu filmde. Umarım yönetmene bir hayat borçlusundur da bu filmde oynamışsındır.

Filmin konusunda gelince, aslında bi konusu yok. Bi eyalette tereyağından bişeyler yapma yarışması yapılıyor yıllardır. Bizim ekmeğe sürüp bala bandırdığımız tereyağı bir sanat malzemesi olarak kullanılıyor. Bu yarışmayı 15 yıldır aynı adam kazanıyor. Artık sen gel juri ol diyorlar yeni arkadaşların önü açılsın. O da tamam diyor ve artık yarışmayacağını açıklıyor. Ama o da ne, popülerliğe alışmış olan karısı buna izin vermiyor. Kocasını kararından vazgeçiremeyen Laura yarışmaya kendisi katılmaya karar veriyor. Karşısında ise sürekli aile değiştiren yetim kız Destiny.

Film bu ikisinin “tatlı” mücadelesini anlatıyor. Yolda uyuyabilsem uyurdum ama uyuyamadığım için de böyle birşey yaptım. Eğer siz de bu kadar kötü bir durumda kalırsanız risk alın yanınızdaki amcayla sohbet edin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir