The Intern
Başrollerde Robert De Niro ve Anne Hathaway‘in oynadğı bu filmi daha önce bir kaç kez izlemeye niyetlenmiştim. Ama uygun şartlar oluşmamıştı. Sonunda uygun şartları oluşturdum ve filmi izledim. İnanılmaz bir beklentim yoktu filmden, beni sıkmasın arada güldürsün yeter düşüncesindeydim. Bu açından bakınca görevini yerine getirdi diyebilirim. Gerçi uzun bir aradan sonra film izledim onun da açlığı ile film çok kötü olsa da beğenebilirdim herhalde.
Filme dönecek olursak, 9 ayda inanılmaz büyüyen bir web satış sitesi var. Bu firma bir program başlatıyor. 65 yaş üstü insanları staja almak istiyor. Bu ilanı gören Ben’in yüzünde güller açıyor. Çünkü 40 yıl çalıştıktan sonra emekli olmak hiç ona göre değil. Giyiyor takımını alıyor çantasını hemen mülakata gidiyor.
Mülakattan sonra staja kabul ediliyor ve bir şekilde bu sitenin kurucusu ile çalışacağı ortaya çıkıyor. Siteyi kuran genç yetenek de Jules. Sürekli yoğun, sürekli toplantıda, sürekli telefonda. Yani bir stajyere ayıracak saniyesi bile yok.
İlk başlarda bu birliktelik yürümeyecek gibi görünse de zamanla Jules stajyerinin tecrübesinden faydalanmaya başlıyor. Hem iş hayatında hem de özel hayatında bu tecrübeler işe yarıyor. Arada hem iş hem de özel hayattaki sıkıntılar bu işbirliği ile aşılıyor.
Dediğim gibi film kesinikle bir Alex değil, ama izlerken çok sıkıldım dersem de yalan olur.