Hodejegerne
Allah’ın sevdiği kuluyum ki Margin Call filminden sonra böyle bir film izledim. Film 2011 yılına ait ve Norveç yapımı. İzlediğim Avrupa filmleri genelde durağan, mesaj veren gerçek hikayelerdi.
Filmin hikayesine gelecek olursak; başroldeki elemanımız biraz üçkağıtçı. Bi şekilde elinde pahalı tabloları olan kişilerle tanışıyor. Daha sonra bu kişilerin evde olmadığı bir anda pahalı tabloları çalıp yerlerine sahtelerini koyuyor. Çaldığı tabloları da bir arkadaşı aracılığıyla yurt dışında okutuyor. Burası gayet sıradan gelebilir. Esas olay, filmin ortalarında devreye giren ikinci elemanla başlıyor. Bu elemanla bizim üçkağıtçı bir şekilde arkadaş oluyorlar. İkisinin de planı var. Bizimki elemanda milyondolarlık tablo olduğunu öğreniyor, eleman da çalıştığı firmanın en büyük rakibinin içine sızmak için bizimkinin bağlantılarını kullanmak istiyor.
Gerisini istesem de yazamam. Müthiş bir kurgu, hiç bir soru cevapsız kalmıyor. Kullanılan her cümle biryerde karşınıza çıkıyor. Her hareket bir olayla bağlantılı vs. Sürekli gergin bir şekilde ne olacağını bekliyorsunuz. Norveç yeşilçamına saygılarımı sunuyorum..