True Detective – Sezon 2

Dizinin ilk sezonuna ilişkin yazıya buradan ulaşabilirsiniz. İlk yazıda da belirttiğim gibi dizinin olayı her sene kadroyu değiştirip farklı bir olay üzerinden devam etmeleri. Bu sezon olayı biraz daha değiştirmişler. Ana karakter sayısı artmış. Çok da güzel olmuş bence. Zaten açık konuşayım çözmeye çalıştıkları olayın kurgusunu ilk sezondakinden daha çok beğendim. İlk sezonda bi mistik durumlar vardı. Belki de o sezonla ilgili hoşuma gitmeyen tek şeydi. Bu sezonda olaylar daha somut ve polisiye örgüsünü daha iyi görebiliyoruz.

Başrollere gelecek olursak, her iki filmden birinde oynayan Colin Farrell, daha önce polis olarak görmediğim ama çok da yakıştığını düşündüğüm Rachel McAdams ve eski mafya babasını canlandıran Vince Vaughn abimiz. Bu üçlü dizinin başından beri bir arada değil tabi ki. Ama ortadaki dava üçlüyü bir araya getiriyor. Dava ise dediğim gibi daha elle tutulur bir olay. Birisi öldürülüyor, o kişinin ölmesi birilerinin yatırımlarını baltalıyor, yatırımların bir tarafı da siyasi kişilere bulaşıyor.

Hepi topu 8 bölüm olduğu için çok yormuyorlar olayları birleştirmek için. İlk sezonda iki kişi üzerinde yoğunlaştığımız için kavraması çok daha kolaydı. Bu sefer kişi sayısı daha fazla olduğu için arada bu kim, bu bunu nereden tanıyordu gibi soruları dillendirebilirsiniz. Ama öyle inanılmaz bir zorlama senaryo yok ortada. Gayet olağan ve izleyince soru işaretleri bırakmayan bir sezon olmuş.

Bu sezonda yan karakterlere de çok fazla yer verilmiş. Özellikle herşeye rağmen eşine desteğini hiç azaltmayan Jordan Semyon performansı ile öne çıkıyor.

Korktuğum başıma gelmediği için çok mutluyum açıkçası. İnanılmaz kaliteli bir ilk sezonun ardından çöp bir sezon izleyeceğim diye çok korkuyordum. Hem oyunculuk hem de hikaye açısından benden geçer not aldılar. Tabi Rust reyizin yeri ayrı.

3. sezonu heyecanla bekliyorum.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir