Petite Maman
MUBİ’den izlemeye devam ediyoruz. Tabi sıradan bir filme denk gelmek mümkün değil. Platformun diğer streaming platformlarından ayrıştığı nokta da burası zaten. Her filmi değil özgün filmleri gösterime sokuyorlar. Ya da genel deyimiyle sanat filmlerini diyebiliriz. Hatta “antin kuntin” filmleri desek yine de olur. Neyse daha fazla uzatmadan filme geçelim. İsminden anlaşılacağı gibi Fransız yapımı bir film. Yine isminden anlayacağımız üzere bir annelik söz konusu. Küçük anne diye çevirdiğinizde aklınıza hemen küçük yaşta çocuk şahini olan birinin hikayesi geliyor değil mi? Hiç de öyle bit hikaye izlemiyoruz ama.
Öncelikle film gerçekten çok durağan hiç aksiyon yok. Çok sakin bir şekilde geçiyor bütün film. Büyükanne vefat ediyor ve aile yadigarı bir ev var. Bu ev bir sonraki nesile kalıyor ve onlar da temizlik yapmak için eve gidiyorlar. Ev demişken orman içinde bir kulübe aslında. Tabi herkesin içinde bulundukları durum ile ilgili bir hissiyatı var. Adam eşinin kaybına saygı duyuyor ve ona yardımcı olmak istiyor, kadın annesini kaybetmiş üzgün ama çocukluktan kalan anılar var. Çocuk ise her şeyden habersiz vakit geçirmeye çalışıyor.
Tam da bu vakit geçirme sırasında bir arkadaş ediniyor. Ormanın içinde ne alaka bir arkadaş değil mi? Filmin özgünlüğü bu noktada devreye giriyor. Ha sanmayın ki ters köşe yapmak için inanılmaz karışık durumlar mevcut.
**Spoliler**
İzlediğiniz şeyin gerçek olmadığını biliyorsunuz ama yine de gerçekmişçesine izliyorsunuz.
**Spoiler**
Çocuk gerçekten çocuk gibi oynamış. Bunu daha önce defalarca yazmışımdır. Yaşına göre oyunculuk gerçekten çok doğal gösteriyor her şeyi. Bizdeki gibi 45 yaşındaki Emre Altuğ’a sırf genç gösteriyor diye liseli rolü vermezler sanat filminde tabi.
Neyse efendim, çok sakin, kafa dinleyici, bazen tebessüm ettiren bazen üzen güzel bir film izledik.
MUBİ keep going please..