Hidden Figures

Evet efendim yine uzun bir aranin ardından buradayız. Maalesef stoklar tükendi. Elimdeki son taslak yazıyı yazıyorum. Izleyeli neredeyse bir sene oldu ama ancak yazabiliyorum. Evet o zamandan beri de başka film izlemedim. Günde 3 film izlediğimiz günlerden 6 ayda bir izlediğimiz günlere geldik. Eski performansa dönmek mümkün değil ama 6 ayda da bir olmasın yanı.

Ölümlü Dünya 2

Filmi izleyeli o kadar uzun zaman geçti ki serinin üçüncü filmi vizyona girebilirdi. Gecikmenin tabi ki makul gerekçeleri var ama filmi çok begenmis olsaydım eminim çok daha önce yazardım yazıyı. Evet, ilk filmi izlemiştim ve beğenmiştim. Hatta itiraf ediyorum kahkaha attığım yerler bile olmuştu. Ancak bu sefer olmamış arkadaşlar. Benim için olmamış en azından.

Product-Led Growth

Geçen gün kitaplığımda gözüme Wes Bush’un “Product-Led Growth: How to Build a Product That Sells Itself” kitabı çarptı. Adı bile insanı içine çekiyor. “Kendi kendini satan bir ürün mü?” diye düşündüm. Elbette merak ettim ve okumaya başladım. Bilirsiniz iyi kitap gordum mu hemen anlarim

Kuru Otlar Üstüne

Vay arkadaş yine aylar geçmiş yazmayalı. Gerçekten zaman bulamadigima mı üzüleyim, artık eskisi kadar bir şeyler izleyemedigimie mi üzüleyim yoksa siz birlerce takipçimi içeriksiz biraktigima mı üzüleyim bilmiyorum. Keşke dönüşüm muhteşem olsaydı ama maalesef olamıyor. Yine aylar öncesinde izlediğim bir film ile karşınızdayım. Kendisi oskar hariç bütün ödülleri almış bir yerli yapım. Tabi ki her on kişiden dokuzunun 15 kere izlediği, izlerken kendisini ya da tanıdığı birisini gördüğü bir film. Kalan bir kişi olmak çok da kötü değildir diye ümit ediyorum.

Escaping the Build Trap

Yazıklar olsun ya, resmen emekli maaşı gibi 3 ayda bir yazı yazar hale gelmişim. İnsan bi düşünür, birlerce takipçi ne okuyacak ne izleyecek. Çok kızgınım kendime. Telafisi nasıl olur bilmiyorum ama umarım ara verme rekorumu ilerde kırmam ve 3 ay olarak. Gönül isterdi ki 3 ay sonra bomba bir yazıyla döneyim. Ama öyle olmayacak, çünkü bu yazı bir kitap hakkında. Evet evet bir kitap. Hala okuyabildiğimi gömek çok güzel. Hem de işimle alakalı bir kitap. En son ne zaman işimle alakalı bir kitap okumuştum hatırlamıyorum. Ama çok eski olduğu icin değil, öyle bir olay olmadığı için hatırlamıyorum. Bu utancımı da paylaşmış olayım.

Society of the Snow

Yine aylar önce izlediğim ama yazmaya vakit bulamadığım bir film ile sizlerleyim. Böyle deyince çok meşgulum gibi anlaşılabilir ama tamamen keyfi gecikmeler. Meşgul olmak çok tarzım değil sonuçta. Filmin ismi hiç bir şey çağrıştırmadı ama afişine bakınca her şeyi hatırladım film ile ilgili. Evet film güzel, hala aklımda kalması önemli bir gösterge.