Bize Her Yer Trabzon mu?

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İBB maçında tribündeki yerimizi aldık. Yağmur, yol, trafik, soğuk, saat caydırıcı sebepler olabilir fakat ben bu taraftarın sorumsuzluğuna anlam veremiyorum. Geçen sene daha iyi bir taraftar vardı statta ama o bile yeterli değildi bana kalırsa. Sadece 61. dakikada ‘Bize her yer Trabzon’ diye bağırmakla taraftar olunmuyor. Bursa’da büyümüş ve defalarca teksasta maç izlemiş biri olarak şunu utanarak söylüyorum ki, Trabzonspor taraftarı,  Bursa taraftarının onda biri olamaz.

Yönetimi, teknik ekibi ve futbolcuları sürekli eleştiriyoruz ya hani, bana sorarsınız şu ana kadar en başarısız kısım taraftardır. Az sağımdaki bir amca ‘çikar oni yaa’ diye bağırdığında dakika 3:43’tü henüz. Ve maç boyunca oyunculara küfretmekten başka hiç bir şey yapmadı. Taraftarın geri kalanı da çok farklı değildi. Kimin aklına geldiyse ve para harcadıysa Allah razı olsun, 34. dakikada dağıtılan balonları havaya attık ve patlattık. Sonrasında da ‘düşürün ulan, düşürün ulan, şike yapanı düşürün ulan’ diye bağırdık. En azından Trabzonspor olmasını gerekn yerde, isyan makamında olmuş oldu, kısa bir süre de olsa.

Takım bence henüz hala oturmuş değil. Fakat gelecek için umut veriyor. Umut demişken, dün bir kez daha Umut’a küfreden herkese küfür ettim statta. Bir takım nasıl santraforsuz oynar görüyorsunuz. Burak olur olmaz geriye gelip top almaya çalışıyor. Olcan kendini kenara hapsediyor. Halil yanlış koşularla kendini harap ediyor. Oysa sahada Umut varken, nereye nasıl koşması gerektiğini bilen bir oyuncuydu. Defansın yapısını düzenini sürekli bozuyor ve bizim hem atağa kolay çıkmamızı hem de atakta kalmamızı sağlıyordu. Ama dün gayet ofansif bir kadroyla oynamamıza rağmen topu bir türlü rakip sahada tutamadık. Atakların süresi hep kısaydı. Burak geriye gelip aldığı topları sonrasında kaptırırken bencillikle suçlanıyordu fakat asıl problem diğer oyuncuların dopru koşularla Burak’ın önünü açamamasıydı. Burak, Umutla oynamaktan duyduğunu memnuniyeti dile getirirken haksız değil yani. Ama hiçbir zaman takımı için en ufak bir fedakarlık yapmamış Trabzonspor taraftarı, futbolu hala seksenlerde oynandığı gibi oynandığını sanan zihniyet, Umut’u gol atamamakla eleştiriyordu. Ki gol atamamasının nedeni de aynıcı baskıcı zihniyetti ya neyse.

Zor da olsa golü bulunca takım rahatladı. Sonrasında ise Alanzinho’nun ve Colman’ın şovu başladı. Alanzinho’yu hiç bir zaman yeterli bulmadım ve yaptığı harekete de kızdım çünkü topu kaptırsaydı İBB çok daha kalabalık bir şekilde atak geliştirecekti. 1-1 olan bir maçı da zor çevirirdik. Colman ise kendisine iki kez faul yapan oyuncuya hakettiği cezayı kesti. Colman’ın çalımı sonrası Henrique’nin ifadesi resim olarak güzel olsa da, Brezilyalı oyuncularının geleneksel disiplinsizliklerinin bir göstergesiydi. Boşa koşup gol kovalayacağına çalıma sevinen bir oyuncu, Trabzonspor’un ideolojisine terstir. Rakibiyle alay eden oyuncu da taraftar da bizden değildir.

Takım kazandığında desteklemeye başlayanlar kolayından gidip bir İstanbul takımı tutsunlar. Parayla, iktidarla ve güçle kazananlardan olsunlar. Bu takım her zaman, emeğin, yeteneğin ve isyanın takımı olacaktır. Henrique’yi değil Umut’u sevenlerin takımıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir