La Migliore Offerta

Avrupa sinemasını boş bıraktığımı farkettim ve hemen film arayışına girdim. Bilinen kriterler (puan,yorum, konu vs) göz önünde bulundurularak bu filmi izlemeye karar verdim. Filmdeki oyunculardan sadece birisini tanıyorum. O da Shine filmiyle oskar kazanan . Tabi kendisini Karayip Korsanları serisinden de tanıyanlar çıkabilir. Sadece bu dayıyı tanımamız yeterli bence çünkü film tamemen kendisi üzerine kurulu.

Filmde Virgil Oldman adına bir kişiyi canlandırıyor. Oldman tarihi eserlerin açık arttırmayla satışlarını yöneten bir müzayedeci. Ancak işinde o kadar iyi ki dünyanın heryerinden davet alıyor müzayede yönetmek için. İlk yönettiği müzayededen de anlıyoruz ki kendisi aslında çok da iyi bir koleksiyoncu. Müzayedeye girecek eseleri kendisi belirliyor ve tahmini fiyatlar koyuyor. Örneğim 1.000.000 $ değerindeki bir parçayı 5.000$ dan satışa çıkartıyor ve 100.000$ solara satıyor. Peki kime? müzayedeye onun adına katılan ama kimsenin bunu bilmediği kişiye.

Bu şekilde inanılmaz bir koleksiyon oluşturuyor kendisi. Tabi dayının biraz cins olduğundan bahsetmedim. İnsan ilişkileri (müzayedecilik dışında) oldukça kötü hatta berbat. Çok nadir diyaloğa girdiği insanlar var. Bunun dışında kendi dünyasında yaşayan bir adam. Günün birinde bir telefon alıyor ve elinde eserler olan birisiyle iş yapmaya başlıyor. Telefon eden kişi de Claire adında bir hatun. O da ayrı bir değişik, açık alan korkusu var kimse yüzünü yıllardır görmemiş.

Filmin tamamını yazmayacağım tabi, bu ikili arasında iş ile başlayanlar duygusallığa doğru yöneliyor. Film ilerledikçe ilişkinin sonu da tahmin edilebilir hale geliyor. Ama yapımcıların aman sonunu kimse anlamasın diye düşündüklerini sanmıyorum. Sanki Oldman’ın bile bile lades olmasını bizlere sunmak istiyor gibiler. Zaten film içinde geçen “herşey taklit edilebilir, resim, heykel, aşk, acı, sevgi, sinir, hırs…” sözleri filmin sonunu gözümüze sokuyor.

Filmde inanılmaz bir akıcılık yok ama başından da kalkamıyorsunuz. Gizemli bir şekilde devam ediyor, tam sonunu anladım artık izlemeye gerek yok dediğinizde ise aklınızdaki sonun nasıl oynandığını görmek için izliyorsunuz. Yani en azından bende öyle oldu 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir