Roma

2 yıldır izin kullanmamanın acısını çıkardım. Gerçi inanılmaz yoruldum ama değdi. Zaten tatili de 24-29 Ekim arası yaptım ama ancak yazabiliyorum. Öncelikle Roma’ya gezmeye gidecekler için zibil tane site var. İnsanlar gerçekten üşenmemiş saat saat ne yapılacağını nasıl yapılacağını yazmışlar. Ben de o kadar detaylı olmamakla beraber aklımda kalanları, dikkat edilmesi gerekenleri paylaşacağım. Zaten insanların kendi tatillerini olduğu gibi uygulamaya çalışırsanız yanılırsınız. Mesela kimisinin 2 gün harcadığı yer sizi sıkabilir ve 2 saatte ayrılmak isteyebilirsiniz. Bu yüzden oralarda gezerken, vay efendim filanca sitede böyle yazıyordu ama değilmiş deyip kulak çınlatmayın.

İlk önce ulaşımdan başlayalım. Biletleri gitmeden 5-6 ay önce aldık diyebilirim. Pegasus’un güzel yurtdışı kampanyaları oluyor. Sabiha Gökçen – Roma gidiş geliş 450 TL’ye aldık. 2,5 saat kadar sürüyor. Tabi ki pegasus ayrıcalığını unutmayın. Sadece nefes ücretsiz onun dışında herşey ücretli. Şöyle bir örnek vereyim, kutu kola 8 tl markette ise 1,5 tl sanırım. Bu yüzden aklınızda olsun uçağa binmeden karnınızı doyurun. Roma’ya indiğinizde muhtemelen Termini’ye gitmek isteyeceksiniz. Bunu isteyen sadece siz değilsiniz, sakin olun. Ben nasıl gideceğim, nereden bineceğim gibi konularda endişelenmeyin. Bunu yapmanın en kolay yolu tren ile yarım saatte geçmeniz. Ama otobüs ile de yarı ücrete 1 saatte varabilirsiniz Termini’ye. Biz öyle yaptık. Cebimizde 8€ kalması yarım saatten daha mantıklı geldi açıkçası.

Termini’ye vardığınızda artık ulaşım kullanmanıza gerek yok diyebilirim. Hemen bir yerden harita edinin. Hava alanında ya da tren istasyonunda ya da herhangi bir büfeden harita edinebilirsiniz. Haritadan adres bulmayı kolay zannetmeyin zaman zaman kaybolabilirsiniz. Önemli olan haritadaki şekillerin gerçeğe göre yansıtılması. Mesela tren istasyonunu arkanıza alıp yönünüzü bulmak istiyorsanız haritayı da o şekilde çevirin. Diğer türlü kafanız karışabilir.

Konaklamaya gelecek olursak. İlk başta Termini’ye yakın olması avantaj gibi gelmişti ve öyle bir yer ayarlamıştım. ama şimdi şunu diyebilirim, Termini’ye yakın olması çok da önemli değil. Bütçenize göre 8 kişilik odalarda bir hostelde de kalabilirsiniz, 5 yıldızlı bir otelde de. Ben bi apart otelde tek kişilik odada kaldım. Geceliği 50€ falandı diyebilirim. Kahvaltı dahil. Adı da B&B Centre of the World. Tavsiye ederim, zaten tek kişilik bir oda istiyorsanız bundan daha ucuzunu bulamayabilirsiniz.

Gezme konusuna gelince. Öncelikle Roma Pass diye bi kart var bundan bahsedeyim. Bu kartın 2 ve 3 günlük olanı var. Süreniz ilk kullandığınız andan itibaren başlıyor. Avantajı ise şu; ilk girdiğiniz müze ücretsiz, diğer müzeler ise ya ücretsiz ya da indirimli oluyor. Bence en büyük avantajı ise hiç sıra beklemeden Kolezyum’a girmek. İlk kullanımı Kolezyum’da yapmak mantıklı. Hem giriş ücretinden kurtulmuş oluyorsunuz hem de minimum 1 saatlik bir sıraya girmemiş oluyorsunuz. Bu kartı ulaşımda da kullanabilirsiniz. Metro ve otobüsler ücretsiz oluyor. Ama çok tavsiye etmem, olabildiğince fazla sokak görüp yürümek çok daha güzel.

Diğer sitelerde emek verip tek tek gidilecek yerleri yazan ve yerler hakkında bilgi veren arkadaşlar var. Ben bu kadar uzun uzun bilgi vermeyeceğim yerler konusunda. Sadece şunu söyleyeyim, haritada gezilebilecek yerler belirtilmiş. Ben hepsine gittim. Kimileri hepsine gitmektense bazı yerlerde biraz daha fazla vakit geçirmeyi tercih edebilir. Bu yüzden şuraya gidin buraya gitmeyin diyemem. Ama şunu kesin olarak söylüyorum nereye giderseniz gidin yürüyerek gidin. Her sokak her cadde tarihi ve sizi çekiyor.

Roma gezilerinin vazgeçilmezi tabi ki Floransa’ya gitmek. Böyle 20 defa gitmiş birisi gibi yazdım ama, nereye Roma gezisi yazsanız buraya gitmeniz de öneriliyor. Floransa’ya gitmek için Termini’den trene biniyorsunuz. Hızlı ve normal tren seçenekleriniz var. Hızlısı 1,5 saatte gidiyor yavaşı 4 saatte. Biz giderken hızlı dönerken yavaş trenle geldik. Fiyatlar da yarı yarıya oynuyor tabi ki. Trene binerken bilmeniz gereken biletinizi trene binmeden makineye okutmanız. Eğer bileti okutmazsanız ve trende kontrol olursa ceza ödüyorsunuz. Ya biz aldık biletimizi niye ceza ödüyoruz derseniz de bilet almanız yeterli değil makineye okutmanız gerekiyor cevabını alırsınız. Kontrol çok sık rastlanan bi olay değil. Hiç bilet almayıp Koltrol yapan kişi ile kedi fare de oynayabilirsiniz. Tamamen vicdanınıza kalmış.

Floransa İtalya’nın ilk başkenti, sonradan bu unvanı Roma’ya kaptırıyor. Floransa roma kadar tarihi ve güzel. Gezideki tek eksiklik buradaki Duomo meydanındaki dev katedrali görememek oldu. Giriş saati ve bilet konusunda yanlış bi hamle yaptık ve giremedik, zaten dönüş trenine de çok vakit kalmamıştı o yüzden buraya sadece dışarıdan baktık. Ama bi daha gidersem kaçırma şansım yok.

Floransa’ya gitmişken de pizza kulesini görmemek olmaz. Buraya gitmek için Floransa tren istasyonundan Livorno yönüne bilet alıyorsunuz ve Pisa Merkez istasyonunda iniyorsunuz. Yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra herkesin o standart pozu çektirdiği mekana geliyorsunuz. Hiç triplere girmeyin o resmi çektirin ve rahatlayın.

Biz Floransa ve Pizza kulesine bir gün ayırdık. Açıkçası Floransa’nın hakkını veremedik ama elimiz de boş dönmedik.

Roma gezisinin bir diğer vazgeçilmezi de Vatikan. Dünyanın en küçük ülkesi. Girişler ücretli. Sadece her ayın son pazarları ücretsiz. Biz de o güne denk geldik. Tabi ücretsiz olması beraberinde 1 saatlik bir bekleme süresini de getiriyor. Vatikanı da gezmeniz 1 gününüzü alacaktır. Her taraf sanat her taraf tarih.

Kısacası gezme konusunda 2 gün Roma 2 gün Floransa + Pizza Kulesi 1 gün de Vatikan diyebiliriz. Şimdi gelelim önemli ipuçlarına;

  • Satın alacağınız herşeyi 3 ile çarpmayın, canınız sıkılır. İtalya’da Türkiye’den daha ucuz birşey yok !
  • Yanınıza yiyecek birşeyler alın. Fındık, fıstık, meyve kurusu, ekmek arası vs. bunlar kritik.
  • Hazır çorba alın, sulu yemek kültürleri yok ya da biz denk gelmedik.
  • Roma Pass almayı unutmayın.
  • Tren ile bi yere gidecekseniz biletinizi makinaya okutmayı unutmayın.
  • Kredi kartı kullanacaksanız ekstredeki kur farkına hazır olun.
  • Yürümeye uygun ayakkabı götürün, heryer arnavut kaldırımı.
  • Ekim sonunda bile t-shirt ile gezdik, hava durumuna bakmayı unutmayın.
  • Pizza ve makarna yemeyi unutmayın.
  • Güne çok geç başlamayın, çok yoruluyorsunuz evet ama öğleye kadar da uyumayın.
  • Gidilecek yerler hakkında önceden bilgi edinmeye çalışın, o mekanların ne için yapıldığını, kim tarafından ne zaman yapıldığını ve hangi amaç için kullanıldığını bildiğinizde daha güzel oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir