21 Grams

Bu tarz kadrolar zor bir araya geliyor. Sean PennNaomi Watts ve Benicio Del Toro. İsimlere bakınca oyunculuğa doyuran bir film olduğunu anlıyoruz. Tabi herşey oyunculuk değil, ortada güzel bir senaryo da olması lazım. Bu konuda ise oyuncular kadar güçlü olamadığı söyleyebilirim. İlk dakikadan itibaren geçmiş, bulunulan zaman, gelecek ve hayal kavramları var. Sürekli bi ileri bi geri, bi hayal bi gerçek durumlar gösteriliyor. Haliyle herkesin aklına Memento filmi geliyor. Tabi Memento bu alanda Messi olduğu için bütün benzerleri kötü eleştiri alacaktır. Yine de bi Hasan Üçüncü diyemeyiz 21 Grams filmine.

Filmin ilk dakikasından son anına kadar bu gitgeller yorucu oluyor. Çünkü çok sık yapmışlar değişimi. Bu geçmiş miydi gelecek miydi diye düşünürken sahne değişiyor. Bunun dışında birbirinden kopuk hayatları bir araya getirme çabası da aceleci bir hal alıyor haliyle. Kötü eleştirilerin yanı sıra oyunculuk konusunda ise hayli doyurucu film. O konuda bir eleştiri yapmak haksızlık olur. Zaten yönetmen koltuğunda Alejandro G. Iñárritu var, bu bile bazı konularda ortalama üstü olmasının tek sebebi.

Toparlayacak olursak; hayattan beklediğini bulamayan, üzerindeki baskıyı kaldıramayan kişilerin hayatlarını anlatan güzele yakın bir film. Filmin adının neden 21 Grams olduğunu ise son anda öğreniyoruz. Bu konuda bile bi çok tartışma var doğru mu yanlış mı diye ama çok da tutulmamak lazım..

Defresif, bol bol mesaj veren bir film (bazıları gerçekten anlamlı)..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir