Paddleton

Hem kısa olsun hem puanı 7 üzeri olsun hem de Netflix’te olsun kriterlerimize uyan tek filmdi kendisi. Çok da bi beklentimiz yoktu zaten başlarken. Hakkındaki yorumlara baktığımızda ise salyarak saçarak ağladığını belirten de var on dakika sonra kapatan da. Filmde iki tane oyuncu var bilemediniz üç. Arada sahnelere giren çıkan var ama esas olay iki kişi arasında geçiyor.

İki komşunun hikayesini izliyoruz. Beraber yemek yiyen, beraber spor yapan, beraber fil izleyen iki komşu. İkisinin de hayatı ile ilgili çok bir detay görmüyoruz. Zaten film bu ikiliden birisinin ölümcül bir hastalığa sahip olduğunu göstererek başlıyor. Hastalığa sahip olan da tıbbi yöntemlerle hayatını sonlandırma kararı alıyor. Zaten 3-5 ay sonra öleceğim acı çekmeye gerek yok deyip prosedürü uygulamaya karar veriyor.

Arkadaşı ise ilk başta buna karşı çıksa da sonradan durumu kabulleniyor. Bekliyorsunuz ki son günler böyle inanılmaz uçuk kaçık şeyler yapılacak. İzleyenler için olmasa da o iki karakter için uçuk kaçık şeyler yapılıyor. Ya üç günlük ömrün kalmış bu mu yapacağın diye düşünüyorsunuz ama adamların öyle bir derdi olmadığını anlıyorsunuz. Zaten yaptıkları şeyleri yapmaya devam etmek en çok keyif aldıkları durum.

Dakikalar ilerledikçe hangisinin hasta olduğunu unutabilirsiniz. Çünkü ikisi de aynı hastalığı yaşıyor, aynı ilaçları kullanıyor gibi. Bu sayede ikilinin aslında ne kadar iyi arkadaş olduğunu anlıyorsunuz bir kez daha. Resmen iki kişi bir hayat yaşıyor.

Genel anlamda kasvetli, durgun bir film izledik. Süresi kısa olduğu için çok takılmadım bu kadar kasvetli olmasına. İlk cümlede belirttiğim kriterleriniz varsa izleyebilirsiniz..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir