Benim Adım Kırmızı
Yine bir Orhan Pamuk kitabı ile karşınızdayım. Şunu farkettim, Orhan Pamuk’un eski kitapları benim için biraz ağır gibi. En beğendiğim kitabı mesela son kitabı oldu şimdiye kadar. Yazılma tarihi eskiye doğru gittikçe beğenim azalıyor. Belki de daha yalın yazmaya başlamıştır bilemiyorum. Kitabın hikayesine gelecek olursak, 1591 yılında Osmanlı Devleti’ndeki nakkaşları ele alıyor.
Tabi burada çok fazla nakkaşlığa ait bilgi var. Kullanılan aletler, teknikler vs. inanılmaz bir bilgi yükü var. Hiç biri aklımda kalmadı zaten, o yüzden bir artislik yapamayacağım.
Hikaye çok kısa olabilecekken bu bilgi yükünden dolayı kitap uzamış da uzamış. Her işte olduğu gibi bu işte de iyiler, en iyiler, en en iyiler mevcut. En tepedeki nakkaşlardan birisi öldürülüyor ve bunu kimin yaptığı araştırılıyor. Kitabın polisiye kısmı akıcı ve merak uyandırıcı diyebilirim. Ancak araya nakkaşlık ile ilgili bölümler geldiği zaman motivasyonunuz düşebilir.
Belirtmedim ama bir aşk hikayesi de söz konusu. Çok önemli bir detay değil ama var yani bir şeyler.
Neyse en sonunda da katil bulunuyor tabi ki.
Keşke polisiye tarafı daha yoğun bir kitap olsaymış. Nakkaşların takma isimlerinin olması, her birinin kendine has bir tekniğinin olması, tekniğimi artık biliyorlar bir de sahte teknik belirleyeyim de beni tanımasınlar düşünceleri falan gerçekten güzeldi.
Ben nakkaşlığa aşırı ilgiliyim diyenler için mükemmel bir kitap olabilir, onun dışındakilere göre ortalama bir kitap olacaktır..