Another Round
Çıktığı andan itibaren izlemek istediğim bir filmdi kendisi. 3 senelik bekleme süresinin sonunda izleyebildik. Bilmeyenler için söyleyeyim, film gain’de bulunuyor, hiç illegal yollara bulaşmaya gerek yok. Sadece bu film için bile aylık üyelik alabilirsiniz. Peki nedir efendim bu film, neden bu kadar izlemek istedik? Öncelikle izlemek istemem sebebimiz tamamen bir pozitif önyargıydı. Çünkü başrolde Mads Mikkelsen oynuyor. Henüz kendisinin kötü bir dizisini yada filmini görmedik. O yüzden kendisine güvenimiz tam. Sağolsun yanıltmadı.
Petite Maman
MUBİ’den izlemeye devam ediyoruz. Tabi sıradan bir filme denk gelmek mümkün değil. Platformun diğer streaming platformlarından ayrıştığı nokta da burası zaten. Her filmi değil özgün filmleri gösterime sokuyorlar. Ya da genel deyimiyle sanat filmlerini diyebiliriz. Hatta “antin kuntin” filmleri desek yine de olur. Neyse daha fazla uzatmadan filme geçelim. İsminden anlaşılacağı gibi Fransız yapımı bir film. Yine isminden anlayacağımız üzere bir annelik söz konusu. Küçük anne diye çevirdiğinizde aklınıza hemen küçük yaşta çocuk şahini olan birinin hikayesi geliyor değil mi? Hiç de öyle bit hikaye izlemiyoruz ama.
Leila’s Brothers
Eveeett, şimdi gelelim MUBİ platformuna üye olma sebebimize. Orta doğu filmleri her zaman ilgimizi çekmiştir. Konular genellikle bize çok yakın oluyor. Çoğu sahnede kendimizi ya da ailemizi görebiliyoruz. Onlarca film izledim hepsi de dram ağırlıklıydı. Gönül isterdi ki bu bölgelerde çekilmiş bir komedi filmi izleyip kahkahalar atalım ama bu zamana kadar malesef denk gelmedim. Detaylara girmeden şunu belirteyim ki son aylarda izlediğim en güzel film oldu, hatta son yıllarda izlediğim en güzel filmlerden bir tanesi oldu. İşte bu yüzden hakettiği yer olan “Tehlikeliler” kategorisinde yer alıyor filmimiz.
I am Love
Mubi’yi daha önce duymuştum ancak üyelik almamıştım bugüne kadar. Vay efendim hiç bir yerde bulamayacağın filmler burdaymış da, popüler olmayan ama on üzerinden 11 alan filmleri ancak burada izleyebilirmişim de bir sürü övgü okumuştum. Ancak bu platforma üye olma sebebim bunların hiç biri değil. İzlemeyi çok istediğim bir filmin burada yayına girdiğini gördüm ve hemen üyeliği aldım. Tabi farklı sorunlar ortaya çıktı ve o filme o an ulaşamadık. E o kadar üyelik aldık bir şeyler izleyip deyip bu filmi izledik.
Stutz
Hayatımda daha az sıkıldığım bir film oldu mu hatırlamıyorum. Yani yarıda bıraktığım bazı filmler oldu diye hatırlıyorum ama onlara devam etseydim belki de bundan daha iyi çıkacaklardı. Zaten bu elemanın çoğu filmini beğenmiyorum. Bu sefer neye güvenerek açtım bilmiyorum, çünkü sadece oynamakla kalmamış yönetmiş de. Kimden mi bahsediyorum? Tabi ki Jonah Hill. Sırf kilolu diye komik olduğu sanılan bir arkadaş. Filmde kendisine terapisti Phil Stutz eşlik ediyor. Fakat bu sefer koltuklarını değişmiş durumdalar.
The Swimmers
Filmi izleyeli 2 ay olmuş neredeyse ama yazmamışım. Hayır gören de inanılmaz yoğunum sanacak. Öyle inanılmaz bir yoğun donemden de geçmiyorum ama niyeyse atlamışım yazmayı. Şimdi efendim sonda söyleyeceğimiz ilk başta söyleyelim. Bence hikayeye yazık edilmiş. Sanki savaştan kaçan iki kardeşin hikayesini değil de erasmusa giden iki kardeşin hikayesini izledik. Neden böyle düşündüm?