Category Archives: Okudum

Pigme

Yine Chuck Palahniuk tarafından yazılan bir kitabı bitirdim. Bu kitap da oldukça özgün. Bu yüzden çok sevebilirsiniz veya bu ne la deyip kenara atabilirsiniz. Kitap özellikle Amerika’daki yaşam tarzını eleştiriyor. Tabi normal bir şekilde değil.Kitabın özgünlüğü de bu yaşam tarzını araştırmak için bazı ajanların oradaki ailelerin yanına yerleştirilmesi ile başlıyor.

Yumuşak Makine

Bana böyle kitaplarla gelmeyin arkadaş. Yani daha önce de olmuştur ama bu kadar okuduğumu anlamadığım bir kitap daha olmadı. Yazar “William S. Burroughs” burada ne anlatmak istiyor diye gerçekten çok düşündüm ama hiç anlamadım. Bir de bu kitap bir serinin ilk kitabıymış. Bunun gibi iki kitap daha var yani. Kolay kolay bir seriyi bırakmam ama buna devam etmem mümkün değil.

Eşekarısı Fabrikası

Bana böyle kitaplarla gelin arkadaş. Okudukça acaba ne olacak diye heyecanlandıran, acaba sonraki bölümde ne vardı diye düşündüren ama aynı zamanda da sosyal mesajı da göze sokmadan ince ince işleyen kitaplarla gelin. Çok beğendim bu kitabı da. Sadece sonu biraz hızlı ve yavan oldu ama genel anlamda çok beğendim. Yazar Iain M. Banks’a teşekkürlerimi sunuyorum.

Gösteri Peygamberi

Herhangi birine Fight Club’ı biliyor musun diye sorsak tabi biliyorum ya efsane film der. Brad Pitt falan oynuyo der. Sonu sürprizli der. Bende bu kişilerden birisiyim bu arada. Peki o Fight Club aslında bir kitapmış desek ne olur? Bence sorduklarımızdan en az yarısı hadi ya der. Ben de onlardan biriyim. Peki bu kitabın yazarı kim diye sorsak. Doğru cevabı verebilecek kişi sayısı çok da fazla olmaz sanırım. O kitabın yazarı aynı zamanda bu kitabın da yazarı olan Chuck Palahniuk. Fight Club’ı izledim ama okumadım. Ama okusam da bu kitaptan daha çok sever miyim bilmiyorum. Bu kitap son zamanlarda okuduğum en iyi kitap diyebilirim. Son zamanlarda da fena okumuyorum hani..

Kule

William Golding tarafından yazılan kitap ilk olarak 1964 yılında basılmış. Günümüzde popülerliğini yitirmeyen bir kitapmış kendisi. Kitabın konusu farklı yerlerde kullanılan bir tema aslında. Kitap bir adanmışlık hikayesi. Kendisini bir takıma, bir cemiyete, bir aileye vb. adayan kişilerin filmini veya dizisini illaki izlemişsinizdir. Bu kitapta ise Rahip Jocelin kendisini bir inşaata adıyor. Tabi böyle yazınca çok yapısal oldu. Şöyle söyleyeyim; Jocelin dayı kilisesine bir kule yapmak istiyor. Ama öyle böyle değil bunun ilahi bir emir olduğu düşünüyor. Bu uğurda varını yoğunu ortaya koyuyor.

Demir Ökçe

Jack London tarafından yazılan kitap ilk olarak 1907 yılında basılmış. Yazılalı 100 seneden fazla olsa da hala günümüzle büyük ölçüde uyuşuyor kitabın yazdıkları. Toplum ayrışmış durumda. Takımlar ise şu şekilde diyebiliriz; otorite, sırtını otoriteye dayayanlar, orta direk ve işçi sınıfı. Tabi bu sınıflar hem kişiler hem de kurumlar için geçerli.  Sınıflar arasında bir uçurum var. Tabi bu uçurumu ortadan kaldırıp eşitliği sağlamak isteyen kişiler mevcut. Bu denli köklü bir değişiklik için de kan dökülmesi çok sıradan bir olay.