À la folie… pas du tout

Amelie filmini izledikten sonra ister istemez  nun diğer filmlerine de göz atmak zorunda kaldım. Tabi bir çok filmi var ama öneriler eşliğinde bu filmi izlemeyi seçtim. Filmin konusundan bahsedicem ama fransız sinemasının böyle değişik filmler denediği için tebrik ediyorum. Bu filmi bizimkiler çekseydi erkek başrolü ya Kıvanç Tatlıtığ’a verirlerdi ya da Kenan İmirzalıoğlu’na.Hikayeye gelince takıntılı bir kızın sevdiği erkek için neler yapabildiğini görüyoruz. Film iki bölüm aslında. İlk bölümde olayların kızın gözünden izliyoruz. İkinci bölümde ise aslında olayların nasıl geliştiğini görüyoruz. İlk bölümde vay edepsiz adam hem evlisin hem eşin hamile bir de bu kızla findirdeşmenin peşindesin desek de filmin ikinci bölümünde izlediklerimizin sadece kızın hayal ürünü olduğunu görüyoruz.

Angelique bir doktora aşık. Tabi doktorun bundan haberi yok. Doktor eşinin, doğacak çocuğunun derdinde. Ama Angelique hem doktorun eşini hem de doğacak çocuğunu kendisinin doktorla kavuşmasının önünde bir engel olarak görüyor. Bunun sonucunda da tahmin edilemez değil ama cesaret isteyen olaylara kalkışıyor.

Daha önce sıradan erkeklerin güzel hatunların peşinde koştuğu filmleri çok izlemiştik. Bu sefer güzel hatun sıradan bir erkeğin peşinden koşuyor. Dediğim gibi bizde olsa başroller belli, ama fransız sineması bizde figüran bile yapılmayacak olan birini başrole koymuş.

Değişik bir hikayesi olan film 90 dakika sürüyor. İzlemenizi tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir