The Sessions

Başrollerde  ve  in oynadığı amaçsız bir film. Tamam gerçek hikaye, adamın bir makalesinden yola çıkılarak anlatılmış ama buna kadar konu mu yoktu film yapacak. Evlerden ırak, bir adam çocuk felci geçirmiş. Ancak hayatı yaşamaya devam etmiş. Üniversiteyi bitirerek bir şair olmuş. Sadece boynunu hareket ettirebiliyor ve solunumunu sağlayan demir bir buhar makinesi sayesinde yaşamaya devam ediyor.Filmdeki seanslar bu adam ve işi fiziksel engellilerin vücutlarını keşfetmelerini sağlayan bir kadın arasında geçiyor. Tabi bu keşif bak bu kol, bu bacak, şu kulak şeklinde değil. Teyzenin görevi fiziksel engellilere cinsel olayların farkındalığını vermek. John Hawkes felçliyi, Helen Hunt da teyzeyi oynuyor. Peki William H. Marcy ne yapıyor diyecek olursanız. O da bir rahip, ama hiç bir önemi yok. Sadece seanslardan sonra eleman geliyor ve olanları buna anlatıyor.

Seanslar ilerledikçe ikili de egsersizlerde ilerliyor tabi. Çok detaya gerek yok. Seansların sonuna doğru da ikili arasındaki olan duygusallaşıyor ama daha ileri gitmiyor.

Giriş, gelişme ve sonuç olarak 3 kesiminde de beğenmediğim bu film bana sadece engellilerin hayatlarının ne derece zor olduğunu bir kez daha hatırlattı. Tabi bunu hatırlamak için böyle saçma bir senaryoya gerek yoktu ama izledik bir kere.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir