Before Midnight

Before Sunset ve Before Sunrise filmlerinin devamı niteliğinde olan bu filme mübarek ramazan günü gittik. Aslında biraz daha öncesinden anlatayım. İşyerindeki arkadaşlarla iftar + sinema + sahur kombinasyonu yapmaya karar verdik. İftar ve sahur konularında nettik. Ancak hangi filme gideceğimiz konusunda farklı sesler vardı. Pasifik Savaşları ve Maskeli Süvari oylamalar sonucunda bu filme yenik düştü. İtiraf etmek gerekirse ben de bu filme oy verdim. Benim gibi bu filme oy veren diğer 5 arkadaşımın da en az benim kadar pişman olduğuna eminim.İlk iki filmi izlemedim ama çok da bir bağlantısı yokmuş zaten filmlerin. İlk iki filmde tanışma evresinde olan ikili bu filmde evleniyor ve çocukları var. Filmde de Atina’da tatildeler.

Film küçük bir yolculuk sahnesi ile başlıyor. En azından ben küçük olduğunu düşünüyordum ama 15-20 dakika devam etti bu sahne. Filmin devamında da aynı durum söz konusu. Yemekten sonra hadi otele gidelim diyorlar. Yine 20 dakika bi yolculuk ve biz bu yolculuğun tamamını izliyoruz.

İzlemekten yana bi sıkıntı yok ama inanılmaz bir konuşma temposu var. Boş bir saniye geçirmediler. Hele kadın karakter evlerden ırak. Eleman yine sabırlı çıktı. Normal bir durumda dayak kaçınılmazdı diye düşünüyorum. Zaten bu konuşma temposuna filme gittiğimiz 3 arkadaş hiç dayanamadı, 3 arkadaş kısmen dayandı. Ben tamamını izledim. Benim dışımda da 3 kişi izlediğini iddia etti ama uyuduklarını göremediğim için günahlarını almamak adına onların da izlediğini varsayıyorum.

Dikkat ettiyseniz filmde neler olduğuna dair hiç bişey yazmadım. Sanırım unutmak istediğim gerçeği ağır basıyor.

Hiç puanına önceki filmlerin puanına aldanmayın. Kesinlikle gitmeyin, giden arkadaşınız varsa önüne atlayın, yolunu kesin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir