Od
İskender Pala kitapları serisinde 4. oldu sanırım. Tarz olarak Efsane ve Şah&Sultan’a benzeyen kitap Yunus Emre’yi anlatıyor. Okumaya başlamadan aslında daha farklı şeyler düşünüyordum. Ben Yunus Emre’nin şair yönüne çok daha fazla vurgu yapılacağını, şiirlerinden çok daha fazla örnekler okuyacağımı düşünüyordum. Ancak kitap Yunus Emre’nin daha çok şair olana kadar ki kısmı ile ilgilenmiş. Kimilerine göre böylesi daha iyi olmuş. Bence de daha iyi olmuş olabilir, sonuçta sene 1200-1300 de olsa bi insan meşhur olduktan sonra onu herkes tanıyor. Biz bu kitapla bu dönemin öncesini öğreniyoruz.Kitap 3 ana bölüme ayrılmış. Bu bölümlerde Yunus Emre’nin bildiğimiz Yunus Emre olana kadarki hayatı ele alınmış. Ailesi ile nasıl ayrıldığı, onların hasretini nasıl çektiği, nasıl dervişlik yoluna baş koyduğu ve nasıl derviş olduğu gibi olayları sırasıyla ele alıyor kitap. Asıl güzel olan ise bütün olayların çok akıcı olarak verilmesi. Gerçi kitaba Trabzon’da yayladayken başlamıştım. Çok fazla seçeneğim olmadığından mıdır bilmiyorum ama ilk 200 sayfayı 3 günde bitirmiştim.
Kitapta bahsedilmesi gereken o kadar güzel sözler var ki yazmaya kalkışsam sanırım 30 sayfa falan çıkar. İki insan arasında geçen diyaloglar, bazen çatışmalar bazen insanların birbirine duyduğu saygıyı gösterme şekilleri gerçekten etkileyici.
Polisiye bir kitap olsa konudan da bahsedebilirdim ama konu Yunus Emre olduğu için çok fazla birşey yazmak istemiyorum. Herkes alsın okusun arkadaş.
Kitabı okuyan çoğu insan için 200 TL’nin arkadasındaki adam olmaktan öteye geçeceğine inanıyorum