Dead Man Walking

Başrollerde ve in olduğu 1995 yapımı oskarlı film. En iyi kadın oyuncu oskarı bu filme gitmiş. Aslında Sean Penn de belki birşeyler alabilirdi ama rakipleri güçlüydü herhalde. Oyunculuğun iyi olduğu hikayenin ise çok da aman aman olmadığını söyleyebilirim. Adam öldürmek ve tecavüzden dolayı idama mahkum edilen bir adam rahibenin tekine mektup yazıyor ve rahibenin kendisine yardımcı olmasını istiyor.

Rahibe de bir iki mektuptan sonra hapishaneye ziyarete gidiyor. İlk başlarda ben masumum suçu benim üzerime yıktılar deyip çeşitli yerlere başvurmasını istiyor rahibenin. Bu girişimler sonuçsuz kalınca işin rengi değişiyor. Ölüme giderek yaklaştığını anlayan Poncelet aptıklarını itiraf ediyor. Bu itiraftan sonra da rahibe kendisine onurlu bir şekilde öleceğini söylüyor.

Direkt son sahneye geçtim ama arası gerçekten çok sıkıcıydı. İşte mahkemeye çıkmalar, insanları ikna etmeye çalışmalar falan filan. Zaten geçen olaylardan ziyade bir idam mahkumu ile bir rahibenin arasında ilişki ele alınmış. Adamın derdi ölümden kurtulmak. Rahibe ise elemanın ölmeden suçunu kabul etmesini ve gerçekten üzgün olmasını umuyor. Çünkü o zaman yaptıklarından pişman olacak ve acılar yaşattığı aileler huzur içinde hayatlarına devam edecek.

Öyle de oluyor zaten. Rahibe ile geçirilen vakit arttıkça Poncelet yaptığı hatayı anlıyor ve idamdan önce suçunu kabul edip, pişman olduğunu belirtiyor. Rahibe de sanki eleman cennete gidecekmişçesine sevinç gözyaşı döküyor.

Başta da dediğim gibi oyunculuk iyi ama hikaye tırt. İzlemeye gerek yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir