12 Years a Slave
Öncelikle siz milyonları günlerce beklettiğim için özür diliyorum. Yaklaşık 20 günlük bir aranın ardından filmlere devam ediyoruz. Madem bu kadar ara verdik dönüşü güzel bir filmle yapalım dedik. Bunun için de risk almayalım hazır oskar da hazırlanmış o listeden bir film seçelim dedim. Daha önce de ödüller kazanan bu filmi izleme kararı aldım. Film gerçek hikayeden uyarlanmış. Aslında onlarca filmini izlediğimiz belki de 100 lerce daha çekilecek olan zenci filmlerinden bir tanesi. Adamlar sanki çok güzel birşey yapmış gibi pişirip pişirip önümüze koyuyorlar. Bizler de izleyip vay be ne film çekmiş adamlar diyoruz.
Film 1800lerin sonunda geçiyor. Anladığım kadarıyla her zenci ikinci sınıf değil. Bazılarının özgür olduğuna dair belgeleri var. Beyazlar onlara bulaşmıyor. Ama bu belgesi olmayan zencilere de kan kusturuyorlar. Filmdeki hikaye de aslında özgürlük belgesi olan bir dayının zorla köle yapılmasını ve bu kölelikten kurtuluşunu anlatıyor.
Açıkçası etkilendiğimi söylersem yalan olur. Çünkü daha önce defalarca izledik bu filmlerden. Bu zulmün yapıldığı topraklarda umarım insanların düşüncesini değiştirmeye bir vesile olur. Çünkü ırkçılığın, ayrımcılığın bittiği bir yalan. Bunu o topraklara gitmiş biri olarak gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Bi de bu tarz filmlerde kölelerle iyi geçinen beyazlar oluyor. Bu filmde o beyazlardan birini Brad Pitt oynuyor. Hatta o kadar başrol oynadığı filmde alamadığı oskarı bu filmde almış. Gerçi ödülü 4 kişi ile beraber paylaşıyor ama olsun IMDB sayfasında “won oscar” yazıyor.
Toparlamak gerekirse; yaşananlar tabi ki kabul edilebilir değil. Bence bu tarz filmlerin çekilmesi de bir nevi vicdan meselesi. Bu konuyu işleyen The Help, Crash vb. filmler gibi ödül de aldı tabi ki.
Oskarlı diye izlemek isteyeceksiniz muhtemelen, izleyin de. Ama büyük beklentiye girmeyin derim.