Hunger

Hapishane filmleri konusunda çok güzel tercihler yapmıştık. Uzun zaman oldu izlemeyeli, bi tane seçelim de izleyelim dedik. Ne de olsa geçmişten gelen bi özgüven var. Genelde iyi oluyor hapishane filmleri. Bi kaç keyword girip arattık google da ve bu filme ulaştık. Bi kaç da yoruma baktık. Gerçekçi, iyi falan demişler. Biz de inandık netteki hıncallara.

O keywordleri yazan parmaklarım kırılsaydı da denk gelmeseydim bu filme. Arkadaş hayatımda izlediğim kesinlikle en kötü film. Filmin 43. dakikası ile 68. dakikası iki kişi arasında, bir masa ve iki sandalye eşliğinde çekilmiş. Sonradan anladım ki İrlanda’nın Nuri Bilge Ceylan’ına denk gelmişiz. Filmde altyazıya gerek yok. Arada sesler geliyor. Genelde her işin sonunu görüyoruz. Örneğin bi eleman koridoru temizliyordu. Sahnenin en başında koridorun başındaydı. Normalde ne bekleriz bi iki temizledikten sonra geçer sahne. Adamın koridorun sonuna kadar temizlemesini resmen izledik yahu. Nasıl bir vakit kaybıdır anlatamam. Hala etkisindeyim filmin. Bu kadar kötü nasıl çekilebilir hayret doğrusu.

O kadar konuştuk, filmin konusunu da söyliyim bari. Hapisteki elemanlar bizim film boyunca anlayamadığımız bazı hakları istiyorlar. Bunun için de en son açlık grevine başlıyorlar. Sanırım yaşanmış bir hikaye. Ama ne olursa olsun bu hayatımın en kötü 90 dakikasını geçirdiğim gerçeğini değiştirmez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir