Parks and Recreation
The Office dizisini izledikten sonra komedi dizisi olarak bu diziye başladım. Zaten aynı ekibin yaptığı bir dizi. Haliyle içim oldukça rahattı. Tek korkum karakterleri The Office’deki karakterler ile eşleştirme hatasına düşmekti. İlk 3-5 bölüm o oluyor. İşte bu Micheal olsa şu Dwight olsa diyorsunuz ama sonra bu dizideki karakterlerin de oldukça şahsına münhasır kişiler olduğunu görüyorsunuz. Bu yüzden ilk başlarda suratınız asık izleyebilirsiniz. Ama karakterlere ısınınca oldukça eğlenceli bir hal alıyor dizi. Karakterlere geçecek olursak.
Leslie Knope: Bu karakteri Amy Poehler canlandırıyor. Tam bir iş kolik. Devleti ve devlete hizmet etmeyi çok seviyor. Çocukken millet şarkıcıları takip ederken o devlet liderlerini takip ediyor. Lider deyince sadece amerika başkanları gelmesin aklınıza belediye binasındaki bir bölümün müdürlerini bile biliyor. Çocukluk hayali vali olmak. Ona göre dünyanın en güzel yeri Pawnee Indiana. Bu şehir için yeri geliyor avrupayı yok sayıyor yeri geliyor DC’yi. Yaşadığı şehri o kadar çok seviyor ki buraya hizmet için çırpınıyor adeta. Leslie’nin bir diğer önemli özelliği de arkadaşlarına çok değer vermesi. Her arkadaşı için tanışma günü, ilk yemek yeme günü, beraber sinemaya gitme günü gibi en az 15-20 tane özel gün kutluyor ve hediyeler alıyor. Toparlayacak olursak Leslie hem iş kolik hem de arkadaş kolik bir kişi.
Ron Swanson: Bu karakteri Nick Offerman canlandırıyor. Swanson Leslie’nin müdürü. Leslie için söylediklerimin tam tersi onun için geçerli. Ne kadar az insanla iletişim kurarsa o kadar çok mutlu oluyor. Ayrıca devletini de günahı kadar sevmiyor. Devlet için çalışmak onun için vakit kaybı. Bunların yanı sıra 2 tane başarısız evliliği, doğaya ve saksafona olan sevgisi ile tam bir fenomen diyebiliriz. Sebze yemeye karşı kahvaltıda bile et yiyen bir abimiz.
April Ludgate: Bu karakteri Aubrey Plaza canlandırıyor. Park ve Bahçeler bölümünde stajer olarak başlayan kariyeri Leslie sayesinde çok değişik boyutlara geliyor. Karakter olarak Ron Swonson’ın değişik bir versiyonu diyebiliriz. İnsanları sevmeyen cadı olduğunu iddia eden bir arkadaş.
Chris Pratt: Dizideki en şaşkın karakter diyebiliriz. Bunun sebebi de bu karakteri canlandıran Andy Dwyer‘ın orjinalde de çok normal bir arkadaş olmaması. Zaman zaman senaryo dışına çıkarak dizi yapımcılarının uyarı almasına bile sebep olmuş birisi. Dizideki rolü 30 IQ’luk birisini canlandırıyormuş gibi ama aslında tek derdi hayatı istediği gibi yaşamak.
Tom Haverford: Kendi dünyasında bir dünya yıldızı olan bu karakteri Aziz Ansari canlandırıyor. Her ne kadar kamu kurumunda çalışsa da aklı sürekli kendi işini yapmakta. Bi bakmışsınız kendi parfümünü çıkartıyor, bi bakıyorsunuz restoranını açıyor. Ofis arkadaşları ile aynı gelire sahip olsa da hayat standartları oldukça yüksek. Kaşmir ceketler ipek gömlekler giyiyor.
Donna Meagle: Tom Haverford’ın kadın versiyonu diyebiliriz bu karaktere. Zaten ikili çok iyi anlaşıyor. Aralarında laf oyunları, şakalar hitap şekilleri falan var. Bu karakteri de Retta canlandırıyor.
Karakterler tabi ki bu kadar değil Leslie’nin biricik arkadaşı Ann Perkins, en az Leslie kadar işkolik eşi Ben Wyatt, sağlığı için günde 36598 km koşan Chris Traeger ve ofisin en çok uğraşılan kişisi Jerry Gergich. Sezon sezon girip bizleri eğlendiren karakterler de var tabi ama o detaya inmeye gerek yok.
Toparlamak gerekirse, dizi oldukça eğlenceli her karakter zaman geçtikçe kendini kabul ettiriyor. Siz karakteri benimsedikçe daha da keyif alıyorsunuz. Örneğin, Leslie’yi sindirdikten sonra 1 metrekarelik bir park için 3562 sayfa rapor hazırlamasına kahkaha atıyorsunuz. Ya da hayatı lüks ve konfor üzerine kurulu olan Tom’un telefonsuz bir gün yaşayamamasına gülmekten katılabiliyorsunuz.
7 sezon 125 bölüm. Ama bir çırpıda bitiveriyor.