Açlık

Öncelikle adam okuyor demek istiyorum. Daha önce art arda iki kitap yazısı yazdım mı bilmiyorum. Günde sekiz bölüm dizi izleyen ben şimdi haftada bir kitap bitirir hale geldim. Tabi bunda kitap tavsiyeleri ile bana destek olan kütüphane kaynağımın da katkısı büyük. Şu ana kadar verdiği kitapların tamamı başarılı çıktı diyebilirim. Ama buradan da söylüyorum, bir hatada sorgulamaya başlarım 🙂

Kitaba gelecek olursak ilk olarak 1890 yılında yayınlanmış ve Knut Hamsut tarafından kaleme alınmış. Tahmin edersiniz ki zibil tane baskısı olmuş kitabın. Eminim ki 100 sene sonra da baskısı olmaya devam edecektir.

Kitabın isminden de anlayacağınız gibi, kitap açlığı anlatıyor. Bunu zaten biliyordum başlamadan. Ama ben daha çok midem sırtıma yapıştı, kaburgalarım sayılıyor tarzında bir şey zannediyordum ve bu kitabın bunlardan bahsederek nasıl bu kadar başarıya ulaştığını sorguluyordum. Kitabı bitirince yazarın benim kadar basit düşünmediğini gördüm. Açlığı ifade etmek için kullanılan betimlemeler zaman zaman beni bile rahatsız etti diyebilirim.

Aç ya da tok karnına farketmez, kitabı okurken aç bir insanın neler yaşayabileceğini hissediyorsunuz resmen. Kitaptaki karakter buna ek olarak gururlu bir arkadaş. Yani hem aç hem de inandıklarından taviz vermiyor. Bir yandan köpeğime kemik vereceğim deyip kasaptan kemik alıp çiğ çiğ onu yiyor, diğer yandan ücretini ödeyemeyeceği hiç bir şeyi kabul etmiyor.

Bir çırpıda keyifle bitirdim kitabı. Okuyan herkesin aynı keyfi alacağından eminim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir