Şanzelize Düğün Salonu
Öncelikle yeni yılda 10 günde bir kitap bitirme gayem olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Yıl sonu hedefim ise 30. Arada illaki bazı dönemler olacak ve ben bir satır bile okuyamayacağım. Bu yüzden kendime 5 kitaplık bir buffer verdim. Yılın ilk kitabı Tarık Tufan’dan. Önceden televizyonda çok sık görüyorduk kendisini ama bu aralar çok görünmüyor. Söyledikleri yazdıkları önemli şeyler aslında çok daha fazla görünmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi gelelim kitabına..
Kitap, muhafazakar bir ailede büyüyen gencin hayatının nasıl da bir yaprak gibi sallandığını anlatıyor. Bazen bir arkadaşın peşinde, bazen bir kızın peşinde, bazen de hiçliğin peşinde. Babası bir derviş olan genç haliyle tekkede büyüyor ve oraya göre yaşıyor. Büyüdükçe değişiyor ama gencimiz. Önce namazdan uzaklaşıyor sonra tekkeden. Önce sigaraya yaklaşıyor sonra alkole.
Bunlar bana göre çok klişe. Eminim herkesin tanıdığı, belki aile baskısından belki değil dine değer veren birisinin sonradan bu değeri azaltıp dinin yapma dediği şeylere değer vermeye başlaması.
Bu durum klişe olsa da yaşanması çok olası bir durum. Sağlam irade olmayınca insanın ne tarafa sürükleneceğini bilmek mümkün değil. Kitapta da böyle oluyor zaten. Her rüzgarda yön değiştiriyor arkadaşımız.
Kitabın dili oldukça basit ve akıcı. Arada güzel aforizmalar var. Edebiyat parçalamış demek yanlış olur ama etkileyici yerler oldukça fazla.
Sonunu daha güzel bekliyordum açıkçası. Bazı olaylar havada kaldı. Ana karakter de biraz havada kaldı gibi. Keşke şöyle bitseydi diyemiyorum ama klişeye yakın bir şekilde bitti.
Herşeye rağmen bir çırpıda bitirip aklınızda güzel sözler bırakacak bir kitap..