Kumarbaz
Ağır aksak da olsa kitap okumaya devam ediyorum. Yeni dizilere başlayınca kitaba vakit ayırmak çok kolay olmuyor. Bu sefer ki kitap kilasiklerden, yazarı da Fyodor Dostoyevski. Bazıları babasının oğlu gibi bahsetse de yazardan ben sadece sağda solda okuduğum kadarı ile biliyorum. Şöyle müthiş yazarmış böyle inanılmaz eserleri varmış olayına giremeyeceğim o yüzden. Kitabın ismini ilk okuduğumda bir kumarbazın yükseliş ve dibe barışını okuyacağımı düşünmüştüm. Bundan ziyade kumar illetinin insana nasıl bulaştığını okudum. Tabi bizim repertuarda ne oldum değil ne olacağım temalı diziler olunca kitap tahminimde yanılmam çok kolay oldu.
Çok küçük miktarlarla başlayıp yüksek meblalar kazanılınca kumar nasıl vazgeçilmez oluyor bunu okuyoruz. Bu hastalığın 7’den 70’e herkese bulaşabileceğini görüyoruz. Şu kadar kazanayım çekip gidicem diyenlerin o miktarın kat be katını kazansa da gidemediğini okuyoruz. Açıkçası böyle bir tecrübenin yakınından bile geçmediğim için içselleştiremedim. En fazla batak oynarken 3-4 defa üst üste güzel el gelince, sonraki el 5 almayacak kağıda 10 deyip girmişliğim var.
Hani kazı kart alıyoruz ya 50 kuruşa. Sonra 3 tane 50 kuruş çıkıyor. Ben hiç 50 kuruşunu alıp gideni görmedim. Herkes yeniden kart seçiyor. Herkesin aklında 50 kuruş ile 50 bin tl kazanmak var. Sanırım kitabın bize uyarlaması en iyi bu şekilde olur.
Çok sıkı bir klasikler okuyucusu değilim. Sürekli değil de böyle ara ara okumak güzel oluyor.