Manchester by the Sea

2016’nın gözde filmini sonunda izledik. Vay efendim şöyle dram, vay efendim adam çok çekmiş. Ulan bu da mı geldi başına vb. yazıları okudum izleyene kadar. Bu yüzden inanılmaz dramlı hatta sonunda bir iki damla yaş döktürmeli bir film bekledim. Bu arada başrolde Casey Affleck var. Abisi henüz oyunculuğu ile oskar kazanamadı ama küçük kardeş kısa sürede bu başarıya ulaştı bu film sayesinde. Hakkını verelim oyunculuğu fena değil.

Dediğim gibi filmde inanılmaz bir dram bekliyordum. Hikaye tabi ki dramatikti ancak bizim gibi yeşilçam ile büyümüş, Filiz Akın’ın verem olduğu filmleri izlemiş kişiler için çok da etkileyici olmayabilir. Özellikle bazı sahnelerin gereksiz uzatıldığını düşünüyorum. Mesela sırf yeğeni istediği için bir kadınla çay içtiği sahnede sıkıldığını göstermek için gereksiz uzatılmış sahne. Tamam o sahnenin uzaması gerçekçiliği artırıyor falan ama tadını kaçırmamak lazım.

Dram konusuna tekrar dönecek olursak. Abimiz ailesini kaybediyor, sonra abisini kaybediyor. Hayattan hiç bir beklentisi yok. Zorunda olduğu için nefes alıyor. İnsanlara karşı soğuk falan. Buradan tekrar hayata dönmesi ve tutunması çok zor. Denemiyor değil. Yeğeni ile ortak bir hayat girişimi oluyor ama acısı ağır basıyor ve yine başını alıp gidiyor.

Biraz küçük emrah mağdurluğu, biraz halil sezai müşkül pesentliği biraz da amerikan cool luğu ile dramını yaşıyor ve filmi bitiriyor. Beklediğimi kesinlikle alamadım. Haberlere konu olacak ne dram çekmiş be temalı yazıları kesinlikle haketmeyen bir film bana sorarsanız. Ancak yine de izlemekte fayda var.

Not: Abisinin çocuğu ve eleman arasındaki ilişki hakkında tahmin yarışması yapın, çok eğlenceli sonuçlar çıkabiliyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir