Kapadokya

Her şeyden önce tatil planı yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli kuralı söylüyorum: Okulların gezi yapamayacağı bir tarih seçin. Yani herhangi bir tatilin Cuma ya da Pazartesiye geldiği dönemler çok sıkıntı. Her tarafta “qanqa burdan da çek” diyen kızlar ya da elinde tespih ve sigara ile gezen en az 8 kişilik erkekler mevcut. Tabi bunlar liseli ergenlik deyip geçebilrisiniz. Ama daha da kötü profil ise yaş olarak olgun sayılabilecek ama zihin olarak ergen olan kişiler. İşte bu tiplerle karşılaşmamak için ya da daha az karşılaşmak için tatilin günü çok önemli. En başta bunu belirtmek istedim. Bir de eğer gittiğiniz yerlerde tur otobüsü varsa gerekirse o yeri pas geçip bir sonraki yere geçin. O otobüslerin arkasında kaldınız mı bir anda insan selinin ortasına düşüyorsunuz. Şimdi gelelim Kapadokya’ya..

Öncelikle gezi planından bahsedeyim. Ankara’dan gidiyorsanız Aksaray üzerinden gidip Ihlara vadisi ve Derinkuyu yer altı şehrini aradan çıkarmanızı tavsiye ederim. Bu ikisine giriş toplamda 45 tl. Müze kart ise 50 tl ve bir yıl geçerli. Tabi İş Bankası Maksimum kredi kartınız varsa en güzeli. Bu yerleri giderken gezmek hem yolculuğu bir ara verme şansı tanıyor hem de dönerken daha kısa olan Kırşehir üzerinden gelmenize imkan sağlıyor. Giderken yolu uzatmak çok dert değil ama bütün yorgunluğun üzerine bir de uzun yoldan gelip buraları gezmek sıkıcı olabilir. Giderken Aksaray, dönerken Kırşehir yollarını kullandık. Bir kez daha ülkemizin ne kadar güzel şehirlere sahip olduğunu gördüm. Listemde Yozgat ve Çankırı var artık.

Kapadokya’da gezilecek onlarca yer mevcut. Ama bir arkadaşımın 4 yaşındaki oğlunun da dediği gibi heryer aynı. Tabi oradaki yaşanmışlıklar ve hikayeler farklı olabilir ama bir rehber yok ise o bilgileri zaten gezi esnasında bilmiyorsunuz. Bu yüzden kaldığınız yerdeki kişiden sizin için bir gezi planı çıkarmasını isteyebilirsiniz. Biz gezeceğimiz yerlerin listesini buradaki blogdan aldık. Zaten kaldığımız yerdeki abla da buna benzer bir plan çıkardı. Bu yerlerin hepsi birbirine çok yakın. Araba ile maksimum 15 dakika içerisinde birinden diğerine geçiyorsunuz. Bu süre genel olarak 3-5 dakika civarında.

Hiç liste oluşturmadan ve kimseye sormadan gezeceğim derseniz de kalabalık gördüğünüz yerde durun diyebilirim. Gezmeye ve fotoğraflamaya değer yerlerde araba sayısı insan sayısından daha fazla. Otoparklar olmasına rağmen insanlar otoparktan inip yürümek yerine peribacasına kadar arabayla çıkmayı deniyor.

Konaklama konusunda ise şöyle bir fikir verebilirim. Ben sakin bir yerde kalacağım, çok insan olmasın, gezip tozup akşam dinleneceğim derseniz Ortahisar’da kalın derim. Burası diğer yerlere göre daha sakin. Ama yok ben sabaha kadar kop kop kop diyorsanız Ürgüp ya da Göreme daha uygun olacaktır. Cave otel çok fazla var. Böyle söyleyince otantik geliyor kulağa ve cezbedici oluyor ama maalesef çok nem kokabiliyor, bilginiz olsun.

Tabi Kapadokya deyince akla gelen ilk aktivitelerden biri de balon. Maalesef bu konuda bir fikir veremeyeceğim çünkü hava şartlarından ötürü binemedik. Hava güzel olsaydı da başka bahane bulurduk ama olsun hava kötü olduğu için deyip geçiyorum.

Yemek konusunda çok yöresel bir şey göremedim. Ama gözleme olayında ilerlemişler onu söyleyebilirim. Bir de eğer Avanos’a giderseniz testi kebabını deneyebilirsiniz. Tabi önce fiyatlara bakın derim.

Gezdiğiniz yerlere ek olarak kiminle gezdiğiniz de çok önemli. Hatta yanınızdaki kişi o kadar önemli ki nereye gittiğinizin bir önemi bile yok. Benim için öyleydi. Sadece arabada otursaydım bile dünyanın en mutlu adamı olmaya devam edebilirim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir