The Martian
Başrolde Matt Damon‘ın oynadığı kimileri çok beğense de benim için overrated kategorisinde olan film. Bir önceki gibi konu güzel ama gereksiz uzatılmış ve çok da klişe sonlanmış. Marsa bir ekip gidiyor. Derken bir sorun oluyor ve ekip görevi iptal edip dünyaya dönmek zorunda kalıyor. Ama bu esnada fırtına, kasırga, bir karambol oluyor ve ekipten biri araca binemiyor. Ekibin geri kalanı da kurallar gereği onu arkada bırakıp dönüyor.
Geride kalan kişi için cenaze töreni düzenleniyor, anma konuşmaları yapılıyor. Ama hiç biri bilmiyorki eleman aslında ölmemiş ve bir şekilde güvenli bölgeye ulaşmış. Tabi hayatta kalmanın bir anlamı yok çünkü onu almak için bir ekip gönderilse bile gelmesi aylar sürüyor. İşte hesap kitap yapıyor. Günde çeyrek ekmek yesem, yarım bardak su içsem şu kadar yaşarım diye. Sonra bu iş böyle olmayacak deyip marsta tarım yapmanın bir yolunu buluyor ve yaşama süresini uzatıyor.
Tabi bir yandan hayatta kalma çalışmaları devam ederken diğer taraftan dünya ile iletişime geçmeye çalışılıyor. Sonunda iletişim kuruluyor ve kurtarma operasyonu başlatılıyor.
Mümkün değil, yetişmez, ulaşmaz gibi imkansızlık cümleleri kurulsa da elemanı alıp geliyorlar tahmin edeceğiniz gibi. Sonra da parti, kop kop kop..
Dediğim gibi gereksiz uzun ve basit bir şekilde bitmiş.