Dedemin İnsanları
Başrolde Çetin Tekindor’un olduğu bir gerçek hikaye. Filmin yönetmenliğini ise Çağan Irmak yapmış. Tahmin edeceğiniz üzere bir dram söz konusu. Ama bu sefer çok da dile getirilmeyen bir dram. En azından benim için öyle oldu. Zamanında ülkemize göçen insanların nasıl dışlandığını anlatıyor film. Hatta göçtükten sonra 50 sene bile yaşasanız size “gavur” denilebiliyormuş o yıllarda. Filmdeki göç hikayesi de Girit’den. Henüz 9 yaşındayken İzmir’e gelen ve artık dede olan Çetin Tekindor’un hikayesini izliyoruz. Bu hikayede en önemli karakterlerden biri de şu an o yaşlarda olan torunu.
Çocuk sağdan soldan duyduklarına çok kafayı takıyor. Dedesine gavur diyen hatta ajan diyen bile var. Bunun sebebi de dedenin ara ara denize şişe içerisinde bir mektup bırakması. Torununun üzüldüğünü gören dede bunu açıklıyor. Tek amacı zamanında zorla çıkartıldığı evinde kimin yaşadığını öğrenmek, o insanlarla tanışmak. Bu yüzden bıraktığı şişenin bir şekilde Girit’e o evde yaşayanlara ulaşmasını amaçlıyor.
Sonraki amaç ise doğduğu yere tekrar gidip gezebilmek. Buna da iki defa niyetleniyorlar. Pasaportlar falan da alınıyor ama farklı sebeplerden ötürü bir türlü gidemiyorlar.
Filmin en güzel yanlarından biri de komşuluk ilişkisinin gösterilmesi. İnsanlar çok samimi. Dükkan kitlemek diye bir şey yok.
Filmin sonuna doğru da torunun dedenin hayalini gerçekleştirmesini izliyoruz. Bunun gerçekleşmesindeki en büyük sebep ise o şişelerden bir tanesinin o evde yaşayan kişiye ulaşması.
Bayadır film izlemiyorduk, güzel bir dönüş oldu..