Custody
Avrupa filmleri serisinde bu sefer Fransa’ya uzanıyoruz. Film süresi 93 dakika. Konu çok hayatın içinden. İzlemek için bütün şartlar var yani. Bir de oyunculuk başarılı olunca her anlamda iyi ki bu filmi izlemişim diyorsunuz. Başrolleri tabi ki tanımıyorum ama anne baba arasında kalan çocuğu oynayan Thomas Gioria kardeşimize bir parantez açmak istiyorum. Gerçekten on numara oynamış çocuk. O gerilirken siz de geriliyorsunuz o üzülürken siz de üzülüyorsunuz.
Filmin konusu çok hayatın içinden demiştik. Ayrılan çiftler ve arada kalan çocuklar maalesef dünyanın her ülkesinde var. Medeni bir şekilde bu süreci götürebilenler olduğu gibi içindeki canavarı ortaya çıkartanlar da var. Bu filmdeki durum ikincisine daha uygun. Tuğralı Doblo’su olan Antonie (kendisini Denis Ménochet canlandırmış) bu süreci bir türlü kabullenemiyor. Eşine ve çocuklarına çektirdikçe çektiriyor. E nasıl görüyor çocuklarını diyecek olursanız mahkeme kararı bu şekilde. Babası çocukları haftanın filanca günleri filanca saatleri arasında görebilir diyor.
Adam bütün süreci gurur meselesi haline getirmiş. Çocuğu 3 ile 7 arası görme izni varsa saat 6 da çocuğu annesinin evine getiriyor ama 1 saat arabada oturtuyor.
Tabi adamı bu duruma sürükleyen gerekçeler var. Anne çocukların babası ile görüşmesini kesinlikle istemiyor. Hatta oturdukları evi değiştirip haber vermiyor, babalarının çocuklara aldığı telefonu kullandırtmıyor vs. Burada olay küçük kardeş Julian üzerinden anlatılıyor ama filmin diğer güzel tarafı da anne babanın bu süreçte Julian’ın ablasını çok da sallamaması. Ama ara ara görüyoruz ki onun da çok önemli bir problemi var. Ancak bu konu hiç gündeme gelmiyor. Kız kardeşin bu durumunun arada kaynamasını çok güzel gösteriyorlar film.
Filmin sonuna doğru heyecan ve gerilim iyice artıyor. Hatta son dakikalar siz de o durumun içindeymişsiniz gibi oluyor.
Gerçekten çok beğendiğim bir film oldu. Oldukça önemli bir konu oldukça gerçekçi ve sade bir şekilde anlatılmış.
Son olarak; Julian sen ağlama kardeşim içimiz kötü oluyor..