Capernaum
En iyi yabancı film dalında oskar adayı olan ve Antalya’a düzenlenen Altın Portakal ödülü dahil bir çok ödülü kazanan bu film Lübnan yapımı. Tahmin edeceğiniz gibi ağır dram içeriyor. Orta doğu filmlerinin dramı o kadar gerçekçi oluyor ki olayın sadece film değil gerçek bir hikaye olduğunu hissediyorsunuz. Tahmin edeceğiniz gibi çocukların her yerde olduğu, ve çocukların en büyük mağdurlar olduğu bir film.
Zain 7 kardeşi ile beraber (sayı 6 veya 8 olabilir tam sayamadım) küçücük bir evde kalıyor. Anna baba tabi ki umursamaz. Tek dertleri çocuklar çalışsın eve para/yemek getirsin. Bir diğer dertleri de çocuklarından kurtulmak. Bunun en kolay yolu da ergenliğe giren kız çocuklarını hemen evlendirmek. Tabi bunun karşılığında ev kirasından kurtulma, bakkaldan daha çok mal alabilme gibi hayalleri var.
Zain bu düzeni sevmiyor ve sürekli ailesine karşı geliyor. Hatta bir kız kardeşinin ergenliğe girdiğini saklamak için elinden geleni yapıyor. Ancak düzen değişmiyor ve o kız kardeşi de henüz 11 yaşındayken zorla evlendiriliyor.
Tabi Zain’in dertleri burda bitmiyor. O da çareyi evden kaçmakta buluyor. Yolculuğu esnasında karar değiştirip bir lunaparka giriyor ve orda tanıştığı bir kadına yardım etmeye başlıyor. Kendi derdi yetmezmiş gibi bir de bu kadının dertlerine de ortak oluyor diyebiliriz.
Ortada yine bir çocuk var, ayrıca kadın vatandaş değil ve kaçak yollardan ülkede yaşıyor. Her tarafta da bu durumu fırsata çevirmek isteyen çakallar mevcut. Valla izlerken içiniz daralıyor.
Filmin süresi 2 saat ve 2 saat boyunca tokat üstüne tokat yiyor Zaim. Yüzü bir kere gülüyor. Ne zaman ve niye güldüğünü söyleyip ağır bir spoiler vermeyeyim.
Oldukça gerçekçi ve etkileyici bir film. Özellikler “şükür” kavramını hatırlamak için arada açıp açıp izlenebilir..