Otostopçunun Galaksi Rehberi
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından biz de nasibimizi aldık ve evden çalışıyoruz. İyi yanları ve kötü yanları var tabi ki bu durumun. Bunu ayrıca yazmayı düşünüyorum. Ancak benim için iyi yanlarından bir tanesi kitap okumaya geri dönmem oldu diyebilirim. Ofiste verdiğim çay-kahve aralarını tabi ki evde de veriyorum. Ancak bu sefer goygoy yapmak yerine kitap okuyorum. Ha goygoyu da özlüyorum tabi orası ayrı ama eldeki imkanlarla yapılabilecek en güzel şeylerden birisi bence kitap okumak.
Önceki bir iki kitapta sürenin çok uzamasından bahsetmiştim. Bu korku yine vardı kitaba başlarken ama neyse ki korkulan olmadı ve kısa bir sürede bitirdim kitabı. Serinin ikinci kitabına da başladım bile.
5 kitaplık serinin yazarı Douglas Adams. Tabi kült bir seri. Bu yaşıma kadar belki çoktan okumam gerekirdi ama kısmet bugüneymiş.
Kült kavramı biraz göreceli tabi. Benim için eseri dönemine göre değerlendirmenin yanı sıra günümüzdeki etkisi de çok önemli. İşte bu kitap her iki kriteri de sağlıyor. İlk defa 40 sene önce basılmış bir kitaptan bahsediyoruz. Açıkçası hem akıcılık, hem hikayenin orjinalliği çok başarılı.
Serinin ilk kitabında bahtsız bir adamın kendisini başka dünyada bulmasını okuyoruz. Onu dünyadan kurtaran Ford Prefec ile yolculuğunu okuyoruz. Tabi ki bilim kurgu hat safhada. İlk baskının 40 sene önce olduğunu söylemiştim değil mi?
Bur tarz kitaplarda beni en çok etkileyen okuduğunuz şeyi kafanızda canlandırabilmeniz. Mesela konuşan bir kapı, devasa bir bilgisayar, iki kafası olan bir karakter vb. Bunların hepsini okuduğunuz an kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Böyle olunca da kitap çok daha akıcı ve eğlenceli bir hal alıyor.
İlk kitabı çok beğendim, umarım serinin geri kalanı da bu şekilde devam eder.