Evrenin Sonundaki Restoran
Serinin ikinci kitabını da bitirdim. İlk kitap için söyleyeceğim çoğu şey bu kitap için de geçerli. Eğlenceli olması, akıcı olması, merak uyandırması ilk kitap gibi oldukça başarılı. İlk kitapta ekibimiz türlü badireler atlatmıştı hatırlarsanız. En sonunda da ya gidip bi yemek yiyelim demişlerdi. İşte oradan başlıyor bu kitap. Şu restoranı bulalım da karnımızı bir güzel doyuralım.
Tahmin edeceğiniz gibi bulmak hiç de kolay olmuyor. Patlayan gezegenler, zamanda yolculuk etmeler, bir anda mekan değiştirmeler. Bütün bunlar olurken ortamdaki tek dünyalı olan Arthur’un uyum sağlama çabası başlıyor. E madem burada kaldık hayatta kalmak için gerekli şeyleri yapayım bari moduna giriyor. Önceden bir kapının konuşmasına tepki verirken şimdi kapıyla sohbet ediyor mesela.
Dediğim gibi bu kitap da çok akıcı. Bu yazıyı biraz geç yazabildim. Şu an üçüncü kitabı da yarılamış durumdayım. Gerçenten serinin sonunda ne olacak iyice merak etmeye başladım. Artık hayal kırıklığı olursa Douglas Adams’ın kulaklarını çınlatırız napalım..