İki Dil Bir Bavul
Türkiye’nin gerçeklerinden bir tanesini konu alan bir film. Aslında film demek ne kadar doğru bilmiyorum çünkü kimse rol yapmıyor. Herkes ve her şey gerçek. Doğunun ücra köylerinden birine atanan öğrenmen ve öğrencilerle olan ilişkisini izliyoruz. E ne var ki bunda diyecek olursanız hemen söyleyeyim; çocuklar türkçe bilmiyor öğretmen kürtçe bilmiyor. Ama çocuklara eğitim vermesi gerekiyor. Fiziki yetersizliklerden bahsetmiyorum bile. Hala öyle okullar var mıdır bilmiyorum ama bazı şeyleri düşünmek ve şükretmek için ideal diyebilirim.
Öğretmenimizin adı Emre Aydın. Aynı isimli bir şarkıcı bulunduğu için kendisi ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşmak çok kolay değil çünkü nereye yazsanız şarkıcı olan çıkıyor karşınıza.
Film boyunca hem öğrencilerle ilgili yaşadığı zorluklar hem yaşadığı yerle ilgili zorluklar göze sokulmadan gösteriliyor. Yani öğretmen bir sevgi pıtırcığı olarak gösterilmiyor. Yeri geliyor kızıyor çocuklara yeri geliyor bağırıyor yeri geliyor beraber oynuyorlar. Tam da gerçekte olduğu gibi yani.
Bir eğitim yılı boyunca izliyoruz öğretmen ve öğrencileri, ara ara velileri de görüyoruz. Öğretmene saygı çok fazla. Biz okumadık çocuklarımız okusun diyor hepsi.
Filmdeki en güzel şeylerden bir tanesi de Zülküf. Öğretmen olsam öyle bir öğrencim olmasını isterdim. Gerçi öğretmen olmuşluğum var ama kıyas yapabilecek, ahkam kesecek kadar uzun değil.
Son olarak öğretmenin Zülküf’e yaz tatilinde kitap okuyacak mısın sorusuna verdiği “Yok” cevabı hala yüzümü güldürüyor..