Aylak Adam
Yusuf Atılgan tarafından yazılan kitabın adını duymayan yoktur herhalde. Ben de yıllardır kitabı sağda solda görüp duysam da okumak 2020 yılına nasip oldu. Öncelikle şunu belirteyim, kitabı bitirdikten sonra insanlar acaba sevmiş mi sevmemiş mi diye biraz yorum okuyayım dedim. Yorumların büyük çoğunluğu “okurken kendimi gördüm, resmen beni yazmış, kitabı okurken her sayfada empati yaptım” vb. şeklinde. Bu yorumları yazanların en az %90’ı 9-6 işe gitmiyorsa ben de neyim. E bunda ne var diyecek olursanız, Aylak Adam’ı tanısanız hak verirsiniz.
İlk olarak hemen söyleyeyim, hayır hiç bir şekilde aylak adam değilim. Kitaptaki karakterlerin yaptığı çoğu şeyi yapmadım ve yapmıyorum. İlerde de yapmam diye ümit ediyorum. Tabi yanlış anlaşılmasın adamlar çok kötü şeyler yapıyorlar hepsi tü kaka demiyorum. Karakter kendini nasıl aylak adam olarak tanımlıyorsa ben de kendimi aylak olmayan bir adam olarak tanımlıyorum. Zaten kitabı okurken bir kıyasa girmek veya sürekli bir benzerlik aramak çok saçma.
Karakterimize gelirsek adam gerçekten aylak. Hayatı iniş çıkışlarla dolu. Kitabın ilk sayfasındaki hali ile kitabın son sayfasındaki hali arasında hiç bir fark yok. Çok tutarlı bir aylak arkadaşımız.
Tabi aylak arkadaşımızın ailesi ile olan ilişkisi, arkadaşları ile olan ilişkisi ve gönül ilişkileri hakkında oldukça fikir sahibi oluyoruz. Yeri geliyor hak verip yeri geliyor niye öyle yaptın ki diyebiliyoruz.
Kitap oldukça akıcı, acaba bu sefer başına ne gelecek, acaba bu sefer ne yapacak diye merak ediyorsunuz. Bütün yaşananların içinde tesadüfi olayların olması da ayrıca keyif verici.
Hiç sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu. Ayrıca bunca yıldır adını duyduğum bir kitabı okuyup kenara koymak da güzel oldu..