Rose Island
Böyle değişik hikayeleri okuması da izlemesi de çok keyif veriyor. Her ne kadar yok artık gerçek değildir dediğimiz anlar olsa da anlatılanların kelimesi kelimesine doğru olduğunu teyit edebiliyoruz. Çünkü olay oldukça yakın tarihte gerçekleşmiş. 1968 yılında İtalya’da yaşanan bir olayı izliyoruz. Dediğim gibi oldukça değişik bir olay.
Sıradan olmayan bir mühendisimiz var. Kendisi aykırı bir karekter. Kişilerin ve devletin dayatmalarını sevmeyen bunlara karşı çıkan bir tip. Günümüzde de bu tarz oldukça fazla insan mevcut. Hatta hepimiz zaman zaman benzer sitemlerde bulunmuşuzdur. Bu abimiz sitemini bir tık öteye taşıyor. Olmaz olsun böyle düzen diyor ve kendi ülkesini kuruyor.
Ziyaaaa dediğinizi duyar gibiyim. Hele bi durun. Şimdi bu abimiz hem işinde iyi hem sosyal zekada. Yani bu girişimin uzun soluklu ve sorunsuz olması için dersine çalışıyor. Sonuç olarak da uluslararası suda yüzen bir ülke kurma kararı veriyor. Bunun için de çok yakın bir arkadaşı ile çalışmalara başlıyor.
Gün geliyor ve platformun temelleri atılıyor. Tabi ilk başlarda sadece kendileri gidip gelse de gün geçtikçe adanın popüleritesi artıyor. Uluslararası sularda olması kimsenin karışmaması adaya karşı olan ilgiyi artırıyor. Ada resmen kendi ekonomisi olan bir yer haline geliyor. O kadar popüler oluyor ki ikinci katı çıkmayı planlıyorlar.
Tabi her şeyin bu kadar güzel gitmesinin sebebi yaz mevsiminde olmaları. Sürekli bi parti sürekli kop kop kop.
Havaların kötüleşmesi ile beraber insanlar gelmemeye başlıyor ancak ada hala gündemde. Çünkü adanın artık bir ülke olarak kabul görüp göremeyeceği tartışılmaya başlanıyor. Bu aşama İtalya hükümeti için bardağı taşıran son damla oluyor.
Gözlerinizin önünde kurulan ülke yine gözlerinizin önünde yıkılıyor. Tabi bu yıkılış adanın resmi yollarla olmasa da bir ülke olarak kabul gördüğünün kanıtı sayılıyor.
Film oldukça güzel, hikaye çok ilginç. Karakterler de çok başarılı.
İzlemenizi tavsiye ederim..