Tatar Çölü
Öncelikle tekrar tekrar siz birlerce okuyucularımdan özür diliyorum. Ayda bir yazı yazar hale gelmek gerçekten kabul edilebilir değil. Hele yazabileceğim onlarca şey varken. Ama araya kapatacağım kesinlikle. Bomba gibi içeriklerle yazım hayatımıza devam.. çok gaza geldim. Neyse evet bir ara farklı içerikler ekleyeceğim. Kitabımıza gelecek olursak, Dino Buzzati tarafından yazılan kitap ilk 1940 yılında basılmış. Son zamanlarda okuduğum en iyi kitap. Hatta tüm zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri diyebilirim.
Kitap oldukça kısa. Bir çırpıda bitiyor. Ama gerçekten her sayfasını yaşıyorsunuz. Umut etmek üzerine mükemmel bir hikaye okuyoruz. Yani siz de bir umutlanıyorsunuz bir yok ya olmaz heralde diyorsunuz. Bu ikileme defalarca düşüyorsunuz. Gerçek hayatta da düşünsenize böyle anlar olduğunu. Tam bir ey gerçekleşecek sanarken, umarken bir anda aksi oluyor. Sonra aynı olay için tekrar tekrar bu ikileme düşüyorsunuz. Hep çok yıpratıcı hem çok mutluluk verici. Tamamen neresinden baktığınıza bağlı.
Karakterimizin hikayesi ise bir sınır karakoluna görevlendirilmek ile başlıyor. O kadar uzak bir yerdeki kuş uçmaz kervan geçmez. Zaten giden de kendisini başka yere görevlendirebilmek için uğraşıyor sürekli. Çünkü çoğu insan için orası işe yaramaz bir taş yığını. Geçmişte çok önemli bir nokta olduğu için saygıdan dolayı kapatmamışlar orayı. Kimileri içinse sınır her zaman çok önemli ve ne olursa olsun oranın kontrol edilmesi gerekiyor.
Karakterimiz de 2-3 ay sonra gideceğim çok da kasmayayım diye başlıyor göreve, sonra e kalırsam yevmiyem yükse oluyormuş bi kaç sene kalıp mı gitsem diyor. Bir şekilde kalmaya karar veriyor, kendini ikna ediyor aslında. Bu sefer de sınırdan bir tehlike gelecek mi gelmeyecek mi ikilemine düşüyor.
Her sayfası ayrı güzel bir kitap. Son ana kadar “acaba”nız eksik olmuyor. Kesinlikle okuyun..