The Devil’s Double
Saddam’ın oğlunun hayat hikayesini anlatan bir biyografi. Aslında hayatını demek yanlıkş olur çünkü izlediğimizde hayatının tamamının değil kısa bir bölümünün anlatıldığını görüyoruz.
Uday Saddam’ın en sorunlu oğlu. İşte kafasına estiği kişiyi öldürüyor, kafasına estiğine para veriyor ve bunların yanında kafasına estiği gibi başka işlerde yapıyor. Tabi bunları yapan bir kişinin devlet işlerine bakması, babasına yardımcı olması düşünülemez. Örneğin Basraya gidilip orduya gaz verilecek. Uday ın bunu yapma ihtimali sıfır, çünkü tarzı değil.
İşte bu durumda devreye dublör çözümü giriyor. Uday kendisine çok benzeyen birini bulup hem pis işlerini yaptırmak hem de hayati tehlikesi olan işlerde kullanmak istiyor.
Film bu iki kişinin arasında geçiyor. Uday öcü olarak gösterilirken dublörü tab bir örnek insan olarak gösteriliyor. Filmin sonunda da Uday hakettiğini alıyor.
Film bana ne kattı diye düşündüşümde aklıma çok da bişey gelmedi açıkcası. Sadece bu filmde bahsedilenlerin 100 de 1 i bile gerçekse Uday ın ne derece bi canavar olduğunu öğrenmiş oldum.