Category Archives: Okudum
Dinle Küçük Adam
Yılın son kitabı Wilhelm Reich‘den geldi. Kapanışı çok daha güzel bir kitapla yapmak istedim ama kısmet değilmiş. Buna ek olarak yıl başında belirlediğim 30 kitap adedine de ulaşamamak ayrıca üzdü. Seneye daha gerçekçi hedefler belirlemek gerekiyor demekki. En azından her sene “ben okuma olimpiyatçısıyım, 60 kitap okurum” deyip 15 kitapta kalmadım.
Sandık Gözlemcisinin Uzun Günü
İsmine bakınca az çok tahmin edilebilir bir kitap diyorsunuz. Hatta ülkemizi düşününce kitapta çok eksiklikler var bile diyebilirim. Tabi yazar Italo Calvino gördüğünü yaşadığını yazmış. Nereden tahmin etsin bizim buralarda muhtarlık seçimleri bile hayat memat meselesi. Çok spesifik bir meslek olan sandık gözlemciliği ele alınmış kitapta. Hatta çoğu yerde sandık gözlemcisi olacak kişilerin kesinlikle okuması gerektiği iddia edilmiş. Bence çok da gerekli değil. Seçim sonrası haber izlemiş her kişi sandık görevlisi olabilir bence. Çünkü kitapta anlatılanlar ve çok daha fazlası haberlerde karşımıza çıkıyor.
Fahrenheit 451
Ray Bradbury tarafından kaleme alınmış bir distopya. Herşeyin günlük güneşlik olmadığı durumlar var yani. Konu oldukça ilgi çekici. Kitap okumanın, kitap yazmanın, bulundurmanın yasak olduğu bir dünya. Bu düzeni sağlamak için en önemli görev ise itfaiyecilere düşüyor. Sandığımızın aksine itfaiyecilerin hortumundan su değil ateş çıkıyor. Yazılı ne varsa yakmak için. Konu gerçekten güzel ama kitap bittikten sonra daha iyi olabilirdi demedim değil. Kitap üç bölümden oluşuyor: Görevini sorgulamadan yerine getiren bir itfaiye görevlisi, bu görevlinin yasak işlemi gerçekleştirmesi ve kurtuluşu araması.
Tersi ve Yüzü
Albert Camus’un 1957 Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasını sağlayan bu kitap 70 sayfa. Bunun 15 sayfası çevirmenin kitabı ve yazarı anlatıyor. 10 sayfası ise önsöz. Geriye kalan da yazarın kısa hikayeleri. Hikayelerdeki ana konu ise olayların aslında iki tarafı olduğu ve bunu seçmenin bize bağlı olduğu. Aynı olaylara aradan yıllar geçtikteçe farklı yaklaşabileceğimizi de belirtiyor kendisi. Özellikle ölüm konusu ele alınmış bunu anlatmak için. Hayatınız rayındayken ölüm konusunda düşündükleriniz ile hayatınız kötü giderken ölüme bakış açınız oldukça farklı.
Daha önce 3-4 tane deneme okumuşluğum vardı. Onları da aşırı beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Bu kitabı da sırf yolda vakit geçirmek için okudum. Camdan dışarı da baksam olurdu aslında..
Kimlik
Bu senenin 15. kitabı Milan Kundera’dan. Sanırım sene başında koyduğum 30 kitaplık hedefe ulaşamayacağım. Neyse seneye artık. Bu kitabı seçme sebebim yine popüler kültür oldu. Sağda solda önerilen ve puanlama yapılan sitelerde yüksek puan alması etkili oldu diyebilirim. Benliğini bulmaya çalışan bir karı kocanın hikayesini okuyoruz. Karısına gizli gizli mektuplar yazan bir adam karısının bu duruma nasıl tepki vereceğini görmek istiyor. Bunu yapma sebebi ise eşinin kendisini tekrar güzel hissetmesi ve farkedildiğini düşünmesi.
Genç Bir Doktorun Anıları
Devrim yıllarındaki Rusya’yı anlatan kitabın yazarı Mihail Bulgakov. Kitap adında da belirtildiği gibi genç bir doktorun anılarını anlatıyor. Yeni mezun olmuş, çoğu konuyu sadece teoride bilen bir doktorun zorlu mücadelesi anlatılıyor. Hem imkanların kısıtlı olması hem de bilgi eksikliği korkusu ile gelen hastaları tedavi etme onlarla ilişki kurabilme ve yalnızlıkla mücadele etme gibi sorunları aşıyor genç doktorumuz. Tabi sonradan öğreniyoruz ki başka bir doktor daha var anılarını okuduğumuz. İlk doktor kadar mesleğini benimseyememiş, şartlara boyun eğmiş bir doktor.