Category Archives: Okudum

Bir Elin Sesi Var

Kitabı okuyalı baya oldu aslında ama bayramdı seyrandı ancak yazmaya vakit bulabildim. Açıkçası aradan geçen süre kitapla ilgili aklımda çok bişeyin kalmamasını sağladı. Demek ki öyle aman aman bir kitap değildi benim için. Hatırladığım kadarıyla değişik bir hafızası olan adam var. Fotoğrafik hafıza gibi. Buna ek olarak hatırladığı olayları uc uca ekleyerek geleceğe dair tahminlerde de bulunabiliyor. Bu yeteneğini at yarışlarında kullanıyor karakterimiz. Atların önceki yarışlarını gözünün önüne getirerek bir sonraki yarışta hangi atın nasıl koşacağını düşünüyor ve yarışı kazanan atı buluyor. Haliyle deli gibi de para kazanıyor. Kitabın yazarı Anthony Burgess bu arada.

Kumarbaz

Ağır aksak da olsa kitap okumaya devam ediyorum. Yeni dizilere başlayınca kitaba vakit ayırmak çok kolay olmuyor. Bu sefer ki kitap kilasiklerden, yazarı da Fyodor Dostoyevski. Bazıları babasının oğlu gibi bahsetse de yazardan ben sadece sağda solda okuduğum kadarı ile biliyorum. Şöyle müthiş yazarmış böyle inanılmaz eserleri varmış olayına giremeyeceğim o yüzden. Kitabın ismini ilk okuduğumda bir kumarbazın yükseliş ve dibe barışını okuyacağımı düşünmüştüm. Bundan ziyade kumar illetinin insana nasıl bulaştığını okudum. Tabi bizim repertuarda ne oldum değil ne olacağım temalı diziler olunca kitap tahminimde yanılmam çok kolay oldu.

Vanya Dayı

Aslında çok ünlü bir tiyatro oyunuymuş. Neyse ki tiyatro mütevazi olamayacağım 100 alan listesinde bulunmuyor. Bu yüzden adını yeni duymış olmam çok da önemli değil. Sanırım bilet bulamayanların yoğun baskısı sonucu oyun kitap haline getirilmiş. Her oyuncunun sözleri, ortamın tasvir edilmesi, duyguların nasıl olduğu gibi detaylar da mevcut kitapta. Ne anlatıyor diyecek olursanız, işte entel takımının yaşadığı zorluklar diyebiliriz. Bir cümle ile özetlemek belki yanlış ama daha fazlasını bırakmadı ben de.

Belki oyununu izlemek çok daha keyif verir bilmiyorum ama okuması çok da keyif vermedi.

Ermiş

Yine kısa kitap furyasından devam ettim. Bu sefer Halil Cibran’ın yazdığı bu kitabı okudum. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi çok bilge bir abimiz var. Kitap boyunca da insanlar bu abiye sorular soruyorlar o da cevaplar veriyor. İşte evlilik nedir, ticaret nedir, ibadet nedir, vs. vs. Bunlara verilen cevapların büyük çoğunluğu klişe şeyler. İşte evlilik nedir diye soruyorlar o da evlilik birlikte olmaktır ama bir olmak değildir, sen eşini eşin seni himaye altına almasın falan filan.

Bir ara Ekmek Teknesi diye bir dizi vardı orada Nusret Baba’ya soruyorlarda bazen bişeyler. İşte onun gibi.

Okumuş olmak için okudum. Tamam arada bir iki güzel cümleler var ama %90’ı zaten duyduğumuz bildiğimiz şeyler..

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

Böyle art arda iki tane kadın temalı kitap okumam biraz komik ama kitapları seçme politikamı bir önceki yazımda belirtmiştim. Bu sefer bir önceki kadar uzatmayacağım. Tam bir Türk dizisi senaryosu. Gençken birine aşık olan kızımız onunla tek gecelik birşey yaşıyor. Yıllar sonra o adama mektup yazıyor. Sen hatırlamazsın senin için gelip geçici birşeydi ama ben çok sevmiştim diyor. Sonra da o geceyi ve haliyle o gecenin meyvesini anlatıyor.

Bir sayfa daha uzun olsa okumazdım, o derece..

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

Yılbaşında belirlediğim kitap sayısına ulaşmak için bazı Ali Cengiz oyunlarına başvurdum ve sayfa sayısı az kitaplara yöneldim. Bu sayede 4 günde 4 kitap bitirdim. Toplamda okuduğum sayfa sayısı 300 yoktur ama kişisel iddiam kitap sayısına göre olduğu için çok da etik dışı bulmuyorum bu yaptığımı 🙂 Kitplar kısa olunca anlattıkları da kısa oluyor. Tabi verdiği mesajlar kimilerini aylarca düşünmeye sevkedebilir ama neyseki öyle bir tarzım yok.