Semerkant

İran filmleri izlemeden okumaya başlamıştım bu kitabı, bitirmek anca nasip oldu. Kitabı değil aslında kitabın yazarını, Amin Maalouf, bir arkadaşım önermişti. Evet 2013 yılında ilk defa duydum bu adamın ismini. Sonra bir baktım benim halısahadaki elemanlar bile biliyorlar, kendimden utandım. Meğer dayı baya tehlikeli bir yazarmış. Kitapları baş ucu eseri olarak adlandırılıyormuş. Daha fazla vakit kaybetmeden aldım 8-9 tane kitabını. Hangisinden başlayayım konusunda çok düşünmedim, en fazla adı zikredilen ile başladım.

Aslında kitap tam benim sevdiğim tarzda başladı. Tarihi olayları, kişileri akıcı bir şekilde anlatıyordu. Ömer Hayyam, Hasan Sabbah, Alamut fedaileri bölümünü gerçekten çok sevdim diyebilirim. Keşke kitap sadece bunu ele alsaydı. Ama kitabın yarısını biraz geçtim ki Ömer Hayyam ölüverdi ve yazar neden Semerkant sorusunun cevabını yazmaya başladı. Tabi bu bölüm anlatılırken İran tarihi konusunda oldukça açıklayıcı bilgiler paylaşmış ama çok fazla ilgimi çektiğini söyleyemeyeceğim.

İran tarihi ile ilgilenen birisi için eminim kitabın tamamı çok güzel geçmiştir. Ancak maalesef benim için sadece ilk bölümü çok güzeldi diyebilirim. İran’daki şahı devirme planları, Amerikalıların oyunları, Rusların yukarıdan sıkıştırmaları falan çok cazip gelmedi. İkinci bölümü okurken sıkıldım mı? Hayır, ama sayfaları heyecanla çevirdiğimi de söyleyemeyeceğim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir