Ölümcül Kimlikler

Amin Maalouf serisinin üçüncü kitabını da bitirdim. Bu seferki kitap bir roman değil deneme. Yazarımız kimlik ve aidiyet üzerine fikirlerini yazmış. Bir roman gibi inanılmaz akıcı değil ama bir roman kadar da çok sayfası yok. Bu yüzden okunmasında bir sakınca yok bence.

Kitap boyunca çok sıradan şeylere parmak basıyor yazar. Örneğin bir insanın kimliğini dini mi belirler yaşadığı ülkemi yok sa babasının doğduğu yermi ya da annesinin doğduğu yer mi. Başka bir örnekle bir insan hayatının bir döneminde bulunduğu ülke ile kimliğini tanımlarken yaşamının başka bir döneminde dini ile kimliğini tanımlayabiliyor. Mesela cezayir asıllı fransız futbolcu ne demek? Ya da İran azerisi ne demek. Burada önemli olan nereden geldiğin mi yoksa ne olduğun mu?

Tabi ki bu soruların kesin bir cevabı yok. Yazar da bunu söylüyor. O yüzden bir cevap aramak için kitabı boşuna okumayın. Kitap boyunca yazar aidiyet ve kimlik kargaşasının gerektiğinden fazla abartıldığını söylüyor. Hatta bu yüzden savaşların çıktığını insanların katledildiğini hatırlatıyor bize.

Dediğim gibi duymadığımız bilmediğimiz şeyler değil ama kaliteli bir kalemden okuyunca bazı noktalarda şimşekler çakabiliyor.

Kitabın son sayfasını oldukça beğendim; acaba hakikaten 100 yıl sonra da böyle gereksiz konular konuşulacak mı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir