Inside Out
Sinemada izleyemediğim için malum ortamlara düşmesini heyecanla beklediğim bu filmi sonunda izledim. Bu kadar beklediğimi de değdi diyebilirim. Bu tarz başka filmler de vardı. İşte kadınların aklını okuyan birisinin ya da tam tersinin olduğu filmler vardı ama bu kadar eğlenceli değillerdi. Filmde Riley diye bir çocuk var. Biz daha çok bu çocuğun beynindeki mutluluk, üzüntü, tiksinti, korku ve öfke sorumluları ile muhatap oluyoruz. Tabi mutluluk ön planda. Kim küçük bir kız çocuğunun üzülmesini ister ki? Bu karakteri Amy Poehler seslendirmiş. Daha iyi birisi yapamazdı herhalde. Parks and Recreation dizisini yeni bitirmiş olmamdan kaynaklanabilir ama sanki ekranda Leslie oynuyor gibiydi.
Aslında diğer ruh hallerini de seslendirenler çok yabancı değil. Üzüntüyü The Office dizisinden Phyllis Smith seslendiriyor. Tiksinme duygusunu ise yine The Office‘den Mindy Kaling seslendiriyor. Öfke ve korkuyu seslendiren kişilerin ise bi kaç filmini izlemişliğim var.
Konuya gelecek olursak; dediğim gibi Riley kızımız ve ailesi var filmde. Bunlar babasının işi dolayısı ile yeni bir şehre taşınıyor. Haliyle küçük bir kız çocuğunun hayatında büyük değişiklikler oluyor. Değişiklikler de değişik duyguları tetikliyor. Genelde mutluluk duygusu sazı eline alıp durumu kurtarıyor. Ama esas sorun mutluluk duygusunun bir hata ile uzun süreli belleğe atılması oluyor. Filmde küçük de olsa bu tarz bilgiler de mevcut. Short term memory ne işe yarar, long term memory’ye gidilirse ne olur filan.
Mutluluk duygusunun kaybolması ile Riley’nin kafasında bir kaos ortamı oluşuyor diyebilirim. Geride kalan tiksinme, öfke ve korku ne yapacağını bilemiyor.
Ara ara aksilikler olsa da sonuçta bir animasyon ve mutlu son kaçınılmaz. Aradaki eğlenceli bölümler de size keyifli bir 94 dakika sunuyor.
Hiç sıkılmadan çok keyif alarak izledim. Güzel bir seslendirme ile çoluk çombalak izlendiğinde tadından yenmez bir aile filmi olabilir bence.